tag:blogger.com,1999:blog-29779883516150481422024-03-14T19:12:46.697+03:00ny12dany12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.comBlogger163125tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-90825133422866291052018-08-05T20:17:00.001+03:002018-08-05T20:17:15.879+03:00Yirmi Sekiz Yaşında Bir Kadın Neler Hisseder?<div style="text-align: justify;">
Uzun oldu buralarda yazmayalı. Aslında kişisel durumum için kalemi elime almayalı da çok uzun oldu. "Şiir" dediğimiz karalamalar uzun zamandır yapmıyorum, öykü ya da deneme yazmıyorum, kişisel notlar almıyorum. Varsa yoksa iş, iş, iş.</div>
<div style="text-align: justify;">
Yirmi sekiz yaşıma geldim. Toplumun benden beklentileri ile kendi beklentilerim arasında kocaman bir uçurum var. Hayatımda olan herkes, benden başka herkes, bir çocuğum olması konusunda hemfikir. Benim özel hayatım hakkında, hayatımın geriye kalanını derinden etkileyecek bir karar hakkında böylesi rahat yorum yapılabiliyor olması kendimi olduğumdan daha da değersiz hissetmemi sağlıyor. Yirmi sekiz yaşında bir kadın neler hisseder? İlki değersizlik.</div>
<div style="text-align: justify;">
Aşık olduğum adam ile evliyim. Onu hâlâ yedi sene önce ne kadar seviyorsam o kadar, belki de daha saygılı ve coşkulu, seviyorum. Bunun bizim toplumumuzda bir şans olduğunu biliyorum. Evlilik hazırlığı ve evlilik döneminde sevdiceğimle birlikte elimizi taşın altına koymamız, bütçemizi birlikte ayarlamamız ve dışarıdan çok büyük yardımlar almamamız öyle ilginç yorumlandı ki benim aklım hâlâ almıyorum. "Üstüne para saydım" evlenmek için kimi insanlara göre. Bu algı o kadar "berbat" ki! Bir kadın, aslında bir insan, evlenirken neden başkalarının vasıtası ile bunu yapmalı ki?! Ben ömrüm boyunca kendim yapayım, kendim edeyimin derdindeyken böylesi sığ görüşlerin hayatımda olması beni öyle zedeliyor ki! Yirmi sekiz yaşında bir kadın neler hisseder? İkincisi incinmişlik.</div>
<div style="text-align: justify;">
Yakın bir dostum ile uzun uzun söyleşmeler sonrası bir okul kurduk. İki bin on altı yılından bu yana deliler gibi bu okul için uğraşıyorum, evet. Ömrümün son iki yılı bu okulla, okula dair, okul için geçti ve geçiyor da. Bu süreçte neler yaşadığımı buraya yazsam bence "blogger" kendini imha edebilir. Devlet memurlarının tacizi, öğrenci pazarlayan simsarların tehditleri, prensip karmaşası yaşadığım değerli dostumun kalbinin kırılmasıyla süreçten çekilmesi, kendince bana fazla taviz veren insanların beni zedeleme kaygısıyla attıkları aciz adımlar, bir kadın olarak "patron" olma süreci, ah kitap okuyan bir patron olma süreci! En büyük dert ne biliyor musun sevgili blog? Naifliği eziklik sanıyor herkes, ruhumun en derinlerini açtıklarım dahil! Ama biliyor musun bütün bu olumsuzluklara rağmen üniversitelerde örnek olarak gösterilen bir okulun parçası olmak, çocuklarımızın hayatlarına dokunmak öylesi lezzetli ve huzurlu ki! Tabi hissettiklerimin olumsuzluğu bu olumlu durumu gölgelemeyi bazen başarabiliyor. Yirmi sekiz yaşında bir kadın neler hisseder? Üçüncüsü hayal kırıklığı.</div>
<div style="text-align: justify;">
Son dönemde gittiğim seminerler, kardeşimle yaptığımız sohbetler sonrası fark ettim ki sevdiceğim ile tanışana dek hayatıma giren neredeyse bütün "erkekler" tarafından taciz edilmişim. Ne acı değil mi?! İlk okulumdaki servis şoförü, yine ilk okulumdaki öğretmenlerim, bütün dönemlerdeki sınıf arkadaşlarım, bana aşık olduğunu söyleyen adamlar, sadece aynı otobüsü paylaştığım tuhaf yaratıklar, meslek kardeşim dediğim adamlar... Bedenimde ve ruhumda o kadar çok el izi var ki! Bunu fark ettiğim günden beri sevdiceğim ile yaralarıma merhem olma derdindeyiz. Toparlanıyorum. Tacizden, her türlü tacizden korunmayı öğreniyorum. Yaşadıklarımın etkisini fark edip alt etmeye başlıyorum. Beni bir şekilde fiziksel ya da ruhsal taciz eden herkese de buradan helal olsun diyorum! Sizin o aciz akıllarınız ve yürekleriniz olmasa, kendimi ve çocuklarımı bu kadar iyi koruyabiliyor olamazdım! Yirmi sekiz yaşında bir kadın neler hisseder? Dördüncüsü güçlü olma hissi.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ankara'da yaşıyorum. Olmak istediğim manzaraya uyanıyorum her gün. Seyranbağları'nda, bir ağacın gölgesinde çalışıyorum ve yine her akşam Ankara manzarasına bakarak uyuyorum. Kendi hayatımı kendim kurmuş olmam bana bu dönemde daha da haz veriyor. Kırıkkale'nin Sulakyurt ilçesinde geçmiş olan çocukluğum ve ilk ergenliğim boyunca (bence ilahi bir güç ve bilinç ile) kendimi öyle bir yetiştirmişim ki, bunun tadını çıkarıyorum. Yirmi iki yaşına gelmiş ancak hâlâ kendi hayatının inisiyatifini eline alamamış insanlar görünce, on dört yaşımda ayrı bir şehirde yaşama kararımı onaylayan aileme şükranlar sunuyorum.On dört yaşımda! Şimdi hangi aile buna cesaret edebilir ki?! Yirmi sekiz yaşında bir kadın neler hisseder? Beşincisi minnet, kendime.</div>
<div style="text-align: justify;">
Yahu çok aşığım. Öyle bir kalbi var ki! Öyle günler, geceler yaşamış ve öyle pişerek gelmiş ki! Bana öğretecek ve benden öğrenecek öyle çok şeyi var ki! Öyle masum ve öyle temiz ki! Öyle hesapsız ve öyle samimi ki! Nazar değmeyeceğini bilsem (Hâlâ nazara inanıyorum dostlar. Bu konuda fikrim hiç değişmedi.) uzatır da uzatırım. Bu satırları öğüt verici niteliğe geçiriyorsa da şu cümlem; lütfen, lütfen, lütfen aşık olmadan evlenmeyin. Aşık olmadan yapılabilecek bir organizasyon değil bu yaşananlar! Aşık olun, katlanın. Hepsi bu. Yirmi sekiz yaşında bir kadın neler hisseder? Altıncısı aşk.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ve tabi bu ara en çok kurduğum ve belki de beni bu cümleleri yazmaya iten cümlem "Çok yorgunum.". Hayatın hızı öyle bir geçiyor ki üstümüzden dönüp bakınca pişmanlık duyabiliyoruz. Neyseki hiçbir pişmanlığım yok. Sonuna kadar her duygumu yaşadım. Birinin gitmesi gerekiyorsa gitti, kalması gerekiyorsa kaldı. Kalplerinde boş koltuklar bıraktığım insanlar da oldu, pılımı pırtımı toplayıp bir parça bırakmadıklarım da. Hepsi de iyi ki! Buna rağmen aldığım sorumluluklar ile son dönemde biraz yorulmuş hissediyor olmam çok normal. Kocaman bir okul, kocaman bir evlilik ve kocaman bir hayat yönetiyorum. Bence yorulmalıyım zaten. Yirmi sekiz yaşında bir kadın neler hisseder? Yedincisi yorgunluk.</div>
<div style="text-align: justify;">
Fark ettiğim en büyük pürüz ise insanların hayatımdaki cümleleri. Durun aklımda kalanları size yazayım, yazayım ki hayatımın nasıl evrildiğini siz görün! <i>Hayır, sen bir kızsın, böyle düşünemezsin. Senin yazdıklarına şiir denmez. Daha çok fırın ekmek yemen gerek. Bu resim sergisine kimse gelmez, daha mantıklı şeyler yap. Bir kampanya başlatacaksan bir yararı olsun. Kız mısın kadın mı bir karar ver! Roman yazıyorum diye ortalığı ayağa kaldırdın, bunun için miydi? Zihinsel engelliler öğretmenliği çok zor değil mi? Burada çalışacaksan buraya uygun giyineceksin! Evli bir kadın gibi davran! Sen ana değilsin ki bunları nereden biliyorsun? Bir kadın olarak size çok şaşırıyorum! Güzel bir kadın olmak için kilo vermelisin. İnsanların seni ciddiye almasını istiyorsan güzel giyin ve güzel ol. E artık çocuk yapman gerekli, yaşın geçiyor. İnsanların senin için verdikleri tavizlere karşı ne kadar da nankörsün! "</i>That's all." Bu cümlelerle resim yapmayı bıraktım. Şarkı söylemeyi bıraktım. Basketbol oynamayı bıraktım. Roman yazmayı bıraktım. Blog yazmayı bıraktım. Basketbol maçlarına gitmeyi bıraktım. Kendim gibi giyinmeyi bıraktım. Diyetler denedim, denedim, denedim, bıraktım. İnsanlarla iletişim kurarken güvenli hissetmeyi bıraktım. Şimdi görüyorum ki bu cümlelerle, farkında olmadan ömrüme yön vermişim. Şimdi dümeni tekrar kendi istediğim yöne kırıyorum. Misler gibi! Yirmi sekiz yaşında bir kadın neler hisseder? Sekizincisi, inanılmaz bir kendine güven ve yapabilme duygusu, size rağmen!</div>
<div style="text-align: justify;">
Bir dostum vardı. Onunla birlikte bir şehir inşa ediyorduk. Aklımda kalan "Haşuhaşuhao Milli Parkı", "Takasım Camii" gibi tuhaf yerlerdi. Şimdi de kendi şehrimi, belki de o şehrin komşusu, inşa etmeye başlıyorum yeniden. Eski günlerdeki gibi kendi ritüelleri olan, kendine has, sıklıkla dingin ve huzurlu bir şehir. Eskiden Ayna şarkıları dinler ve "o"nun kim olacağını bekleyerek yaşardım o şehirde. Şimdi "o" yanımda ve onunla yaşayacağım bu ömrün geriye kalanını, anlaşıldı. Şimdi bu ömrün ne kadar kaldığını bilmediğim bir zamanının tadını çıkarma vakti. Yirmi sekiz yaşında bir kadın neler hisseder? Kocaman bir umut!</div>
<div style="text-align: justify;">
Şimdi bu yazıyı hiç okumadan yayınlamalı. Yoksa uzun uzun sansür uygularım kendime, kedi canımı benim!</div>
<div style="text-align: justify;">
Bakalım bir daha ne zaman yazacağım.</div>
<div style="text-align: justify;">
Öperim.</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-28948070120375931982017-06-30T10:15:00.001+03:002017-06-30T10:18:53.327+03:00Üçüncü Basın Açıklamam: Yeni Tesettür Kararım<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjyCjxxysrJSJsJ7_o9_ZR4vYHlZ-OsZiWgLn_waz6OOn91YjsZk3iR3Zx3gmkxZumKa7P2vC3ShYhc5qdWSoa2299ht5cRefErlKxqRZubDzlrSfnHYmP2lR_JZudi2Fn6T7EMrX__5xR/s1600/ebru-esarplar.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="467" data-original-width="350" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjyCjxxysrJSJsJ7_o9_ZR4vYHlZ-OsZiWgLn_waz6OOn91YjsZk3iR3Zx3gmkxZumKa7P2vC3ShYhc5qdWSoa2299ht5cRefErlKxqRZubDzlrSfnHYmP2lR_JZudi2Fn6T7EMrX__5xR/s400/ebru-esarplar.jpg" width="298" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Merhabalar sevgili kamuoyu, sana açıklama yapmayalı uzun bir zaman olmuştu. Nasılsın?<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Beni sorarsan okul açma hazırlıklarımız bitti, ortağımın sağlık durumu daha iyi, artık daha rahat yürüyor ve sağ kolunu hareket ettirebilir (maşallah de lütfen), evliliğimizin ikinci yılına doğru ilerliyorum, "Değerlim" dediğim şimdiki eşim ile ilişkimizin yedinci yılındayız, işsizim, okul henüz açılmadı, işsiz olduğum dönemde birçok seminer-kurs-sempozyum-vs deneyimleme şansım oldu, artık aile danışmanı-nefes terapisti ünvanlarım da var ve bu bana mutluluk veriyor, daha öğretmen oldum, şimdi eşim de işsiz ve "takılıyoruz".<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Basın açıklamamın sebebine gelince: Dört sene önce tesettüre girmeye karar verdiğimden bu yana "gerçek islam", "hakikat", "ahlak felsefesi", "varoluş felsefesi", "Allah'ın asıl istedikleri" konusunda hem okuyup kafa yormaya hem de çevremdeki değerli dostlarla konuşmaya devam ederken farklı konular keşfettim. Tesettürü farklı bir şekilde yaşama kararımı anlayamayacağını düşündüğüm insanlara (Ben çok ulvi bir insan olduğum için değil. Bu zamana kadar yapılan felsefe boyunca sorulan soruları ve verilen cevapları bir çırpıda anlatamayacağım için.) "Tesettürü yapamadım. Olmadı." diyorum. Oysaki durum biraz farklı benim için.<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sana bunları söylüyorum ki görünce beni rencide edecek bakışlarını gizle, görüşlerini şimdiden kendi kendine toparla ki benim bu yeni kararıma ve hayatıma tacizde bulunma. Çünkü sevgili kamuoyu biliyoruz ki tesettüre girdiğimde de beni tuhaf şekilde destekleyen bir güruh varken yine tuhaf şekilde topa tutan da bir güruh olmuştu. Bu kez buna hazırlıklıyım ancak ben yine de sana duyurmak ve herkesi "Yeni Nihan"a hazırlamak istedim.<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Konuşmak isteyen, neden böyle bir karar aldığımı daha derinlemesine öğrenmek isteyen "samimi" insanlar oldukça konuşmak büyük keyif ancak önyargılar, dindar olmanın maalesef verdiği kibir ile insanları yargılayanlar "yetti gari".<br />
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Umarım benim için daha dindar ve daha Allah'a yakın günlerin başlangıcı bugündür. Umarım daha insan olma ve "makbul" olma yolunda attığım bu adım bana aradığım huzuru verir. Bu kararı alıp bavulu toplayıp İzmir'e kaçtık biz. Şimdiden beni rahat bıraktığın için teşekkürler. Sevgiler.</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-40455240593995280612016-11-27T20:21:00.000+03:002016-11-27T20:21:05.675+03:00Yeni Sayfalar Aç Aç Bitmiyor<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0t7tzz4-AQEQOc33fiG9SKp16Gn2F6S-NANsdRuJJ65P60V_W3q1sbUUCNRZVT2yiK8PJb9sd6P0-54qX4lf1zSv2vTPuXVUC_pb99nW6VK9ISokV8pnK2qVf9TF0yovspOFkUCDDnClD/s1600/kafam+kar%25C4%25B1%25C5%259F%25C4%25B1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0t7tzz4-AQEQOc33fiG9SKp16Gn2F6S-NANsdRuJJ65P60V_W3q1sbUUCNRZVT2yiK8PJb9sd6P0-54qX4lf1zSv2vTPuXVUC_pb99nW6VK9ISokV8pnK2qVf9TF0yovspOFkUCDDnClD/s400/kafam+kar%25C4%25B1%25C5%259F%25C4%25B1.jpg" width="275" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Herkese merhaba. Uzun zaman oldu yazmayalı. Halbuki bir ton kitap tanıtım yazısı yazıp yazıp arşivlemişim paylaşırım diye, olmamış. Unuttum gittim sanılmasın. Bu blog ilk göz ağrım benim, biliyorsunuz.</div>
<div style="text-align: justify;">
Geçen Nisan'dan bu yana yazmamışım. İnanılması güç ama artık yirmi altı yaşımdayım ve seneye yirmi yediyi zorlayacağım. Teorik olarak Amy Winehouse'dan uzun yaşamış olacak olmam beni korkutuyor. Bir de üzerine bir yıl üç aydır evli bir "hanımefendi"yim ve kahkaha atmıyorum (!), yersen.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Neyse gelelim sebebi dönüşümüze.</div>
<div style="text-align: justify;">
(Bu arada bu yazıyı yazarken "Show Must Go On" dinliyorum, siz de öyle yaparak okuyun derim. Açın açın, üşenmeyin.)</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Hadi başlayalım.</div>
<div style="text-align: justify;">
Mesleğe başlayalı artık neredeyse beş yıl oldu. İnanılmaz geliyor. Hadi biz dört diyelim. Bu dört yılın üçünü bildiğiniz gibi Ankara'da, yaşadığım muhite çok yakın bir özel eğitim merkezine verdim. Hem de her dakikasını verimli olmaya çalışarak! (Burada kendimi övmeye çalışmıyorum.) Vebali yüksek bir meslek, etrafınızda bu işi bilerek üniversiteden mezun olan tek kişi olunca sorumluluk da artıyor. Siz olsanız oturur muydunuz? Her neyse. İşte ben bu işimden ayrıldım. Hem de 22 Ekim'de. Ani bir karar olmadı. Bir yıldır düşünüp kendimi hazırladığım bir süreçti.</div>
<div style="text-align: justify;">
Yüksek lisansımın uzaması, sevgili Hacettepe yönetiminin biz çalışan öğrencileri umursamaması sorun olunca o da tuz biber oldu ve üç yılımı verdiğim, can-parem öğrencilerimden ayrıldım. Bazen geceleri çocuklarımı özledim diye ağlıyorum, itiraf edebilirim.</div>
<div style="text-align: justify;">
O tarihten bu yana işsizdim. Ama işsiz olmak, boş durmak olmuyor tabi. Gıdıklıyor birileri durmadan; şunu yapalım, şu olsun, bak bu da var. Tam beş tane seminere aynı anda devam ediyorum. İnanılmaz olan da sanırım artık kendi okulumu açıyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Dedikodular, ortak olduğum arkadaşımın baskıları, hayata bakışım, geleceğe baktığımda kendimi gördüğüm yer ve en önemlisi gelecekteki çocuklarım buna sebep oldular. (Şarkı bittiyse baştan açın lütfen.)</div>
<div style="text-align: justify;">
Ayrıldığım kuruma buradan alenen giydirmek olmaz. Her kurumun kendine has sorunları vardır. Yaşadığım şeyler ne kendi çalıştığım kuruma özgü ne de sadece benim başıma geldi. Etrafımda farklı kurumlarda çalışan dostlarımın yaşadıklarını da gördüm. Sonra? Bu teklifi getiren arkadaşıma dedim "Neden olmasın?" (Ki bu değerli arkadaşım bu süreçte trafik kazası geçirdiği için hastanede ameliyatlar ve aklınıza gelmeyen tuhaf süreçlerle yüzleşmek zorunda kaldı. İnanabiliyor musunuz? Ben hâlâ inanamıyorum. İnandığınız tanrıdan onun için sıhhat ve güzel günler dilerseniz sevinirim. Öperim, sevgiler.)</div>
<div style="text-align: justify;">
Sonuç olarak binayı tuttuk, tadilatı bitmek üzere ve yakın zamanda gerekli yerlere başvurumuzu yapıp çıkıyoruz yola. Etik değerlerimi, meslek ahlakımı ve en önemlisi insani duruşumu (Ki bunlar ortağım için de geçerli.) yansıtan butik, şirin, kendi halinde, kâr amacı gütmeyen, yine diyorum kendi halinde bir okul olsun istiyorum. Hayallerim güzel ama hayata geçirmek pek zor. Manevi olarak pek bocalıyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu süreçte bu işi bilen ve bilmeyen herkesten öneriler, eleştiriler almak beni derinden mutlu eder. Çünkü ideale yakın, değerli bir iş olsun istiyoruz ve öyle olması için çabalıyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Siz sadede gelince bu dünyaya bir çocuk getirmeye karar verdim sanmış olabilirsiniz. Ancak bu dünyada benim çocuklarımdan önce var olmuş olan ve dezavantajlı çocuklara yardım etmek varken bizimkiler bekleyebilir diye düşünüyorum. O haberleri verdiğim günler de gelir. Rahat olun ve her evli insanın bir çocuğu olması gerektiği klişesinden vazgeçin. Rahatlayın biraz. Her kadın anne, her erkek baba olmak zorunda değil. Ya da tam tersi. Nereden bakarsan. Kim anne kim baba belli olmuyor bazen.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu arada biricik dostumuz, sevdiceğimin değerli yol arkadaşı Melik Tahir Şaştım denen kişinin "Bu Konuşma Bitmiştir Lahmacun ve Hiçbir Şey Üzerine Diyaloglar" adlı kitabı çıktı. Yok efendim duymadım, ben okumadım diyen olmasın ileride. Ben buraya notumu düşüyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Okulla ilgili gelişmeleri ise www.ozelegitimozelegitimci.blogspot.com.tr adresinden takip edebilirsiniz. Bu tuhaf gelişmeler sebebiyle fazlaca ihmal edilmiş, bu blogdan oldukça farklı bir amaç için oluşturulmuş bir blog kendileri. Şimdiden iyi okumalar.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Son olarak kış geliyor. Ayağınızı yorganınıza göre uzatın. Her ay en az bir kere tiyatro, bir kere sinema ve bir kere de konsere gidin ki insan olduğunuzu hatırlayın. Opera da fena fikir değil ama operadan başlamak ağır olabilir. Gelecek ay Göksel geliyormuş MEB Şura'ya mesela, gidelim mi ne dersiniz?</div>
<div style="text-align: justify;">
Şaka bir yana, ülkenin gidişatı huzuru kaçırırken biraz soyut, biraz sanat iyi gelir. Deneyin. Aşık olun derim. Hem de sizi, en az sizin kadar seven birine. O zaman hayatınızın her anı çiçek bahçesi ya da üzerine yeni kar yağmış çam ağacı gibi oluyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Şarkıyı da şaka maka üç kez dinlediniz. Yoksa dinlemediniz mi?</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Daha fazla uzatmayayım. Daha güzel haberlerle görüşmek üzere. Sevgiler.</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-26442595298748596152016-04-04T12:59:00.002+03:002016-04-04T12:59:39.154+03:00Hermann Hesse-Siddhartha<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9e0MjbUKbfwLJ5kL3_MTESuOa79wKD4HXRygsW47bwBYdqaCQnGPbbr22gsJpSdAwz4ygQG5UWTLcpYXeUGGLXTvF8I_YSWaw7J16Vb5xmBQ_rLEIQFM_RhyRlNhyFUn9V6INSVwBEpfs/s1600/aaaa.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9e0MjbUKbfwLJ5kL3_MTESuOa79wKD4HXRygsW47bwBYdqaCQnGPbbr22gsJpSdAwz4ygQG5UWTLcpYXeUGGLXTvF8I_YSWaw7J16Vb5xmBQ_rLEIQFM_RhyRlNhyFUn9V6INSVwBEpfs/s320/aaaa.jpg" width="205" /></a></div>
<br />
Son üç kitaptır ve dolayısıyla son üç tatil günüm boyunca yeni bir alışkanlık oluştu hayatımda. Kahvaltının ardından elime aldığım kitap akşama doğru bitiyor. Günüm o kitapla geçiyor. Bir gün erkek yazarların öykülerini okuyup onların yaşamlarına Murathan Mungan sayesinde dahil olurken bir diğer gün İhsan Oktay Anar sayesinde de geçmiş dönem İstanbul'unun arka sokaklarında yaşayabiliyorum hatta başka bir gün 1040'ların Asya'sında bir Samana ile yoldaşlık edebiliyorum. Gün sonunda tekrar Türkiye'ye, 2016'ya, Ankara'ya, evime ve buz gibi olmuş çayıma dönmek travmatik olabiliyor, ama oluyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
Eskiden yaptığım şey ise sevdiğim bir roman kahramanını kasıtlı olarak birkaç hafta yanımda dolaştırmaktı. Olmadık bir yerde kitabın kapağını açtığımda değerli bir dostla karşılaşmak hoşuma gidiyordu. Sonra bir gün ömrüme bu şekilde çok az kitap sığdırabileceğimi fark ettim. Evet evet, sebebi bu olmalı yeni alışkanlığımın. Huzurlarınızda "kendi kendine psikanaliz" denen şeyi uyguladım, sevgiler.</div>
<div style="text-align: justify;">
İşte böyle bir gün (o da bugün yanı 25 Ocak 2016 Pazartesi) tatili fırsat bilip platese uyanamadığım ve kahvaltımı tembel tembel yaptığım bir gün elime Hermann Hesse'nin Siddhartha kitabını aldım. Bu hangimizin kitaplığından evimize geldi bilmiyorum. Sahaf mı pıtırcık sevdiceğim mi vesile oldu bilmiyorum bu keyifli kitabı okumama. Elime geçti ve az önce elimden kurtuldu. Şöyle bir durum var, şimdi ben onun eline geçtim.</div>
<div style="text-align: justify;">
Siddhartha (Kelime anlamı "amacına ulaşmış"tır.) kitabımızın ana karakterinin adı. Bir Brahmanın oğlu olan küçük Siddhartha'ya yolculuğunda, babasının yanında sungulara yardımcıllık ederken eşlik etmeye başlıyor; ellili yaşlarında bir ırmak kıyısında ise bu eşliğe bir son veriyoruz-istemeden.</div>
<div style="text-align: justify;">
Siddhartha'nın başından geçen olay örgüsünün özellikle birinci bölümdeki muhteşemliğine herkes şahit olmalı. Bütün kitaba yayılan felsefe ve psikanaliz kitabı daha da çekici kılıyor. Bu kitabı yazdığı dönemde insanların durumlarına (Günümüz insanının yozlaşan hali vs.) fazla takılan yazar psikanalitik bir bakışla Jung'un öğrencisinden terapi alıyor. Bu terapilerin etkisi kitapta çok net. Hele ki 1940'lı yıllardaki Doğu'ya, Doğu kültürüne oluşan felsefi ve tamamlanmaya yönelik merak bu kitapla perçinleniyor. O dönemde yaşayan çoğu insana dokunan değerli bir kitapmış meğer, bana şimdi dokundu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Sonradan değerli internetten öğrendiğim bilgilere göre Siddhartha Guatama milattan önce Hindistan'da yaşamış bir prens ve Hermann Hesse onun hayatını anlatmış bu eseriyle. Siddhartha Guatama sonradan Gotama Buda olarak anılacak ve Buda inancının kurucu olacaktır. Ayrıntılı bilgiyi şu linkten alabilirsiniz dostlar: https://tr.wikipedia.org/wiki/Gotama_Buda ama bu sayfada kitabın minik bir özeti var. Kitabı okumadan bakmayın derim. Ne kadar da düşünceli bir dostum!</div>
<div style="text-align: justify;">
Kitabın içinde ezberlenecek cümleler var. Ki bu cümleler olay örgüleriyle aslında şu an var olana yaşam düzenlerimizde nasıl karşılık buluyor çok güzel yansıtılmış. Muhteşem bir eser.</div>
<div style="text-align: justify;">
Daha fazla övüp kitapla ilgili ipuçaları vermek istemiyorum. Okuyup; varoluşun, yaşamın asıl erdemlerinin, Tanrı'nın ya da inandığınız diğer olguların temelinin, "iyi" olmanın ve bu konuları temel alan diğer sorgulamaların cevabını bulabileceğinize inandığım kıymetli bir kitap.</div>
<div style="text-align: justify;">
(Ben Can Yayınları'nın 2003 yılında basılan 2. baskısını okudum, çevirmeni Kâmuran Şipal idi.)</div>
<div style="text-align: justify;">
(İkinci parantez de aşağıdaki şarkı ile ilgili. Bakalım adı Siddhartha olan bu gurubun şarkılarıyla ilgili ne düşüneceksiniz.)</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/bnFAJbOc3-A/0.jpg" frameborder="0" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/bnFAJbOc3-A?feature=player_embedded" width="320"></iframe></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sevgiler.</div>
<div style="text-align: justify;">
Şimdiden iyi okumalar.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-18539675066544910702016-02-01T16:02:00.000+02:002016-02-01T16:03:16.424+02:00Cesare Pavese'nin Yaşama Uğraşı<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivQzDL3Olrx3-C561uxjarMLDc-pwHNuSbMmDGOAgOFFrsYI7r8oitvC6NDSm5iaP-1LaX1siLMgy1ojkip_yzVKpdUN1vrmGEstXVHeXjvLpmr_KBzgCXcC5uwNvGJBqiMWGJuFth15mO/s1600/20+Ocak+2016+y%25C3%25BCklemesi+nihan+005.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivQzDL3Olrx3-C561uxjarMLDc-pwHNuSbMmDGOAgOFFrsYI7r8oitvC6NDSm5iaP-1LaX1siLMgy1ojkip_yzVKpdUN1vrmGEstXVHeXjvLpmr_KBzgCXcC5uwNvGJBqiMWGJuFth15mO/s400/20+Ocak+2016+y%25C3%25BCklemesi+nihan+005.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
Cesare Pavese, Tezer Özlü aracılığı ile tanıştığım değerli bir yazar, stoacı. "Yalnız Kadınlar Arasında" romanı, ilk okuduğum; "Yaşama Uğraşı"nda, bu kitaptan gururla bahsediyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
Asıl bahsetmek istediğim Pavese'nin yaşama uğraşı ama saygısızlık olacak diye dokunamıyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Kitaptaki son tarihten sadece sekiz gün sonra "eylem"e geçip intihar ettiğini bilmek sayfaları çevirirken korku veriyor. Sanki sayfaları çevirmez isen, değerli bir adamcağız ölmeyecekmiş gibi oluyor. İlk kez bir kitabın sayfalarını çevirirken utandım.</div>
<div style="text-align: justify;">
İntihar fikri 28 Mayıs'ta anılıyor. 26 Ağustos'ta ise Cesare diye biri yok!</div>
<div style="text-align: justify;">
Kitap boyunca sayfalarda dolaşan ince fikirler, yaşama ve üretme kaygısı, edebi eleştiler öylesine içten ve değerli ki insan Cesare'a inanamıyor. Birçok posterlik cümle, "hayata katmalık" bakış açıları elde ediliyor bu günlükten.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Cesare'ın bir anlam bulamayışı-ani bir ün sonrası boşluk-imkansız aşk üçgeninden ölümle çıkması saygıyla karşılanabilir.</div>
<div style="text-align: justify;">
Peki sonra?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
22 Eylül 2015</div>
<div style="text-align: justify;">
Ankara</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-68742530419520152912016-01-23T19:35:00.001+02:002016-01-23T19:35:09.000+02:00Bir "yazar" başlamadan öldürülüyor. Katili: Tahsin Yücel - Yazın, Gene Yazın<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWkAbOVQ2OA3jgToPwR9N9pV0sxsvkhiZ2CvAegkNa-OQeTs9mvIdovF4PLaftICvnf_xxP6KZF2-aWf6A6436gMUHaKoZzcoQDsEuRAm6lzJ863UUjBu_bXa7KzWfwvceKti00B9mAvTq/s1600/20+Ocak+2016+y%25C3%25BCklemesi+nihan+014.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWkAbOVQ2OA3jgToPwR9N9pV0sxsvkhiZ2CvAegkNa-OQeTs9mvIdovF4PLaftICvnf_xxP6KZF2-aWf6A6436gMUHaKoZzcoQDsEuRAm6lzJ863UUjBu_bXa7KzWfwvceKti00B9mAvTq/s400/20+Ocak+2016+y%25C3%25BCklemesi+nihan+014.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Günlerdir içinde debelenip durduğum yazın isteğinin sonu, belki de başı, bu kitap oldu. Bir gün ölümsüz bir kitap yazar, ölümsüz olurum sanıyordum. Olamayacağım gerçeği yüzüme ağaçlardan düşen yapraklar gibi vuruverdi.</div>
<div style="text-align: justify;">
Yazın konusunun her boyutuyla ele aldığı bu kitabında Tahsin Yücel, bir yandan yazın dersi verirken bir yandan da, bana sorulmayacağından emin olsam da, bence Türkiye edebiyatının (varsa) sınırlarını belirliyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
Yücel'in kendi dili zaten bir ders niteliğinde. Günümüz yazınında bulunmayan özenli bir dil. Türkçe'nin kullanımı, romanını tanıtan romancılar, başkasını okumayan öykücüler, yazının sınırları ve daha birçok konuda ustalığına yaraşır denemeler armağan etmiş Tahsin Yücel bize, 1995 yılında. 20 sene sonra okumuş olmak ilginç.</div>
<div style="text-align: justify;">
İşte bu kitabı görünce insan yazmaktan utanıyor. Ölümsüz olmaya çalışmak mı? Peh!<br />
<br />
28 Eylül 2015 - 23.39<br />
Ankara<br />
<br />
Yukarıdaki cümleleri yazıp unutmuşum, kalmış öyle. Dün aldım haberi. Ot Dergi'nin paylaştığı bir fotoğrafta değerli hocamın yüzü vardı. (Değerli Tahsin Yücel bu kitabını okuduktan sonra tabi benim hocam olacaktı, ya ne olacaktı?) Vefat ettiği yazıyordu. Ekrana bakakaldım.<br />
Aylar önce kitabıyla yüzüme kapattığı kapılara üzüldüğüm hocam, şimdi hiçbir şey yazamayacak olmasıyla yine kapılar kapatıyordu, yoktu. Bunu anlamam zaman aldı. Herkesin gideceği bu diyara birçok güzel eser bırakıp verdiği dersleri de hiç sormadan çekti gitti. Allah rahmet eyleye.<br />
...<br />
Önce iyiler gidiyor, bunu biliyoruz.<br />
Sen geride kaldığına yan.</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-74643537899007406782015-12-06T17:03:00.000+02:002015-12-06T17:03:16.603+02:00Gorki'ye saygı duruşu: Ana<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPahqg54d60IcggCfIacxGfhf8Ruid7JecdpDXZEfOy4RICDz1aemguJUdRJkw9iVEYU720J4vWvtH8M7tawdLfSUAabtr96QduEFMlbVhzKg-q3JEDLJCa-IhUhJpZOdSCv9mCdjj8NyO/s1600/ana.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPahqg54d60IcggCfIacxGfhf8Ruid7JecdpDXZEfOy4RICDz1aemguJUdRJkw9iVEYU720J4vWvtH8M7tawdLfSUAabtr96QduEFMlbVhzKg-q3JEDLJCa-IhUhJpZOdSCv9mCdjj8NyO/s400/ana.jpeg" width="266" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Gorki'nin "Ana" adlı eserini sonunda okudum. Son zamanlarda dünya düzenine dair yaptığım sorgulamalara ilaç gibi geldi. Dünya düzeni dememe bakmayın, Banu Avar'a bağlamayacağım. Bahsedeceğim "şey" daha az spekülatif.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ana, kısaca sosyalist bir direnişçi olan oğlunun mahkum edilmesinin ardından sosyalist düşünceler edinip oğlunun izinden giden bir annenin anlatıldığı kitap. Sahiden pek kısa oldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Romanın akışı, Pelageya'nın düşünce değişiminin seyri, karakter örgüleri ve seçimleri oldukça keyifliydi. Oldum olası Gorki'nin sert ama duru üslubuna bayılmışımdır.</div>
<div style="text-align: justify;">
Sosyalizmin ne olduğu, romanın yazıldığı dönemle bu dönem arasında insani anlamda bir ilerlemenin olup olmadığı gözlemi, insan olma durumu gibi konularda ufkunuzu açacak bir kitap. Öneririm.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Ben, Oda Yayınları'nın Mart-2013 baskısını okudum; hatalarla doluydu. Bilginiz olsun.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Kitaptan birkaç cümle de şurada bulunsun:</div>
<br />
<ul>
<li style="text-align: justify;">İnsan bir adım daha atmıştı mezarına doğru.</li>
<li style="text-align: justify;">İnsan iyi bir şey beklediği zaman yaşamış olur.</li>
<li style="text-align: justify;">Tüm insanları sevgiyle kucaklayabileceğimiz çağın gelişini çabuklaştırmak için insandan nefret etmemiz gerekiyor.</li>
<li style="text-align: justify;">İnsan kendi sopasını yeyince daha az acı duyuyor.</li>
<li style="text-align: justify;">İkonlara baka baka aziz olunmaz.</li>
<li style="text-align: justify;">Beni ben olduğum için dövmedi de bütün nefret ettiği kimseler yerine döverdi sanki.</li>
<li style="text-align: justify;">Eğer tanrıyı elinden alırsanız, benim gibi yaşlı bir kadın üzüntülü zamanlarında neye dayanır?</li>
</ul>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6 Eylül 2015-Ankara</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-73363723071691510072015-11-16T18:20:00.001+02:002015-11-16T18:21:43.910+02:00Kürk Mantolu Madonna "klişesinden" uzak bir kitap yorumu.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCUpCkPOev3F1xZRoiY9kRknYFlemdV8rfgG0Bwi99nHUtYaFBNsib0VnxyLx1P5k2rEZHZsk7RxcKJecR1U2Z71BWRSxO6t39x-KAYF7-xtz5MUqiAARSNnvnBK4QfYCuzLm3xGVihA-L/s1600/sabahttinali.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCUpCkPOev3F1xZRoiY9kRknYFlemdV8rfgG0Bwi99nHUtYaFBNsib0VnxyLx1P5k2rEZHZsk7RxcKJecR1U2Z71BWRSxO6t39x-KAYF7-xtz5MUqiAARSNnvnBK4QfYCuzLm3xGVihA-L/s400/sabahttinali.jpg" width="300" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Çeşitli sosyal medya profillerinde, YKY'nin mavi kapağında Sabahattin Ali'nin fotoğrafını görürdüm. Böylesi popüler olduğu için "Kürk Mantolu Madonna"ya hep soğuk duygular hissettim. Kitabı bitirdiğim şu an bile aynı his içindeyim. Beni bilenler, popüler olana duyduğum uzaklığı da anlarlar diye umut ediyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
2014 yılının Ağustos ayında bir arabaya atlayıp çıktığımız Karadeniz turunda iyi ki Sinop'a ve o uğursuz hapishaneye uğramışız diyorum. Orada dizelerini okuma fırsatı bulmasam belki de Sabahattin Ali okumaya hiç yanaşmayacaktım.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Sabahattin Ali'nin üslubu, okurken içindeki ses tonunu bile değiştiren bir naiflikteydi. Oldukça çok zevk aldım okurken. Sahiden de 1940'ların dünyasına gittim, gittim. Bu huzuru veren çok yazar yok.</div>
<div style="text-align: justify;">
Kürk Mantolu Madonna ise bana aynı anda birden fazla duygu hissettiren bir kitap oldu. Kızgınlık, minnettarlık, pişmanlık, hınç, merhamet... Bu; yazarın, konuları çok yönlü değil derinlemesine ele almasından ileri geldi, şimdi görebiliyorum. Konunun bir not defterinden okunduğunun hayal edilerek ilerlemesi ise ayrı bir macera.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu, Sabahattin Ali'nin okuduğum ilk eseriydi. Üslubunun inceliği, bazen rahatsız eden bazen de hayran bırakan tutkulu aşkı işleyişi ve yine o önyargıların senelere mal olduğunu görmek güzel bir deneyimdi.</div>
<div style="text-align: justify;">
Böylesi değerli bir yazarı ben de önyargılar yüzünden oldukça geç tanıdım.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ne acı.<br />
<br />
<br />
26 Eylül 2015 - 15.51<br />
Ankara</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-28131231903746232032015-10-25T13:27:00.000+03:002015-10-25T13:27:00.015+03:00Yeni yaşam döneminden geciken bir merhaba.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7KpMTHUhvlOYsW8-INnXJuqIdTCwxQWnof_fBffO1cEbkvGhHurKGkBZMD5QHxiHlh9bz3nBkYqsrdAk_AfRDFfStyDLCJFn7iQrfSfzZjHZwZvw51xQ7PS2Y50gAQ0vGrj4b1QpH4jDC/s1600/1bp3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="327" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7KpMTHUhvlOYsW8-INnXJuqIdTCwxQWnof_fBffO1cEbkvGhHurKGkBZMD5QHxiHlh9bz3nBkYqsrdAk_AfRDFfStyDLCJFn7iQrfSfzZjHZwZvw51xQ7PS2Y50gAQ0vGrj4b1QpH4jDC/s400/1bp3.jpg" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Herkese merhaba,</div>
<div style="text-align: justify;">
Uzun bir ara verdiğimin farkındayım ancak bu, sizleri unuttuğum anlamına gelmiyor. Yalnızca ihmal ediyor olduğumu kabul edebilirim.</div>
<div style="text-align: justify;">
18 Ağustos 2015'ten bu yana sevdiceğimle keyifli bir sürece başladık, toplumun da onayını alarak beraber yaşamaya başladık, sonunda. O günden bu yana da evimizde henüz internetimiz olmadığı için ve sonradan bir bilgisayar edindiğimiz için yazı yazma şansım olmadı. Stokta yazılar var ancak yayınlama fırsatı bulamadım.</div>
<div style="text-align: justify;">
En kısa zamanda yaşanan onca aydan birikenleri paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Bir ton kitap, konser, sinema ve oyun üzerine yazacağım çok şey var.</div>
<div style="text-align: justify;">
Umarım bu dönemde yaşanan katliamlardan, zulümlerden, nefret söylemlerinden ve bir ton üzücü haberden umudunuzu koruyabilmişsinizdir. Daha güzel ve huzurlu günlerde görüşmek şu an en büyük temennim.</div>
<div style="text-align: justify;">
Güzel bir sonbahar, güzel bir ömür ve güzel bir evren dileklerimle iyi okumalar dilerim. Sevgiler.</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-26418505232403095052015-04-29T16:49:00.000+03:002015-04-29T16:49:40.176+03:00Anılara Dokunmanın Yaşı.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_egSdBCz_x0rTgNMkmxaQZgzHx1NEh3pDtVZLs_VHUJ3knCF7ehxSKh9Z9REceTOcY-OyVjns5uGaHj6nejqJ482k5iHWkej4bl0izPSw49MN6OA8l7iei8mzF5wpvy3B4Jf5KdBR1T4O/s1600/13+nisan+2012+(30).JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_egSdBCz_x0rTgNMkmxaQZgzHx1NEh3pDtVZLs_VHUJ3knCF7ehxSKh9Z9REceTOcY-OyVjns5uGaHj6nejqJ482k5iHWkej4bl0izPSw49MN6OA8l7iei8mzF5wpvy3B4Jf5KdBR1T4O/s1600/13+nisan+2012+(30).JPG" height="400" width="371" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Anılara, yazdığınız yazıların başlığına nokta koymaya başladığınızda, dokunmaya başlarsınız.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bunun yaşı ise değişir, anıların karakterinizde bıraktığı ize göre.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Hayatınızdan yüzlerce insan gelir geçerken neden sadece birkaçının iz bırakarak gittiğini de anlamanız aynı yaşlara denk gelir.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bu tuhaf değil.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Büyüdüm, daha fazlası yok, en yaşlı benim; dediğinizde ertesi gün yeniden doğduğunuzu anladığınız gün başlarsınız anılara dokunmaya.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">"Eskiden" bir araya getirebildiğiniz kelimelere hükmedemediğinizi gördüğünüzde, bir karalama yapacakken aklınıza milyonlarca fikrin aynı anda denk gelmesi bu zamanlarla aynıdır.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bu da tuhaf değil.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bir gün çıkıp, aniden, anılara "sahiden" dokunmaya gittiğinizde önce sizi masal gibi bir meydan karşılar.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bu meydanda adım başı anı düştüğü gibi saniye başı da bir anı düşer.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Kimse bilmez, kimse duymaz.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bu da tuhaf değil.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Meydandan giden yolu takip ettiğinizde bir beton yığının ne kadar hayatınıza işleyebileceğini fark edersiniz. Şaşırırsınız.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bilirsiniz, tuhaf değil.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Sonra, artık hayatının en güzel döneminde olan bembeyaz eller sarar anıları. O ellerin yanında bilirsin ki anılara dokunuyorsun. O ellerle kaç gece beraber ağlamış ve kaç gün beraber salata karıştırmışsındır. Artık her salata odur.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Ve tabi bu da tuhaf değil.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Senelik ellerin arasından ayrılıp bütün hakikati çözmüş ve artık kadim dost olmuşlara gidersin. Üç mezar taşı karşılar seni. İlk kez bir mezarı görünce mutlu olursun, huzur duyarsın. Mezarların güzelliğini anlata anlata bitiremezsin. (Neden kabir değil mezar dediğimi önceki yazılarımdan bilen bilir.) Anlatırsın, anlatırsın, anlatırsın. Mezardır sonuçta, hüzündür herkese göre. Ama sana göre öyle değildir. O mezarlar bir aşkın ve yepyeni bir sevginin sonsuza dek yaşamaya attıkları adımın ilk izidir. Sonraki izi gördüğünde burada olamayacağını hayal edersin. İçin huzurla dolar. Güzel yürekli insanlar erken gider.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bu tuhaf, hiç değil.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Allah aramızda kirlenmelerine izin vermez öyle değerlilerin.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">O üç güzel mezarın yanından ayrıldığında artık anılar her yerine bulaşmıştır.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Gözlerine, ellerine, dudaklarına, ayaklarına...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Çıkarmak istemezsin. Günlerce, aylarca, ölene dek o anılarla yaşamak ve kaybolmak istersin bilincinin içinde. Ancak insanlar buna izin vermez. Hepsi bunu ister ama birbirlerine izin vermezler. Koştururlar anıları üzerlerinden dökerek. Hiç sevdikleri ölmemiş, hiç sevdikleri gitmemiş, hiç sevmemiş ve hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar anılarını dökerek. O, değerli anıları. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bunu fark ettiğinde anılara dokunmuşsun demektir.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bu tuhaf. </span></div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-45752806976901971912015-04-27T17:27:00.001+03:002015-04-27T17:27:21.923+03:00"Şimdi için buradayım."<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjid_3lCcaSQbNPNE5NbbjKj8mP9NKhvIMJRvjj7wJREv45WWWX2qDr2vasd-sIM6MO4CUxp9a5iv_87mjIG-UVz0HL3_yu7f0Fzrqwy0DJhDjUa9mYNQYNFeZDsP_NDAvh1yI2OKkGbGDI/s1600/perdedeki+huzur.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjid_3lCcaSQbNPNE5NbbjKj8mP9NKhvIMJRvjj7wJREv45WWWX2qDr2vasd-sIM6MO4CUxp9a5iv_87mjIG-UVz0HL3_yu7f0Fzrqwy0DJhDjUa9mYNQYNFeZDsP_NDAvh1yI2OKkGbGDI/s1600/perdedeki+huzur.jpg" height="298" width="400" /></a></div>
<br />
Amasya'da bir tepenin yamacına tırmanırken "Her yerde mezarlar bıraktığımız günler de mi gelecekti?" demiştim.<br />
....<br />
O ise Diyarbakır'da, hayatımda gördüğüm en büyük ve "değerli" mezarlıkta yürürken "Şimdi için buradayım." demişti.<br />
Bir diğer cümlesi de aylar sonra ben tarafından söylendi.<br />
...<br />
Şimdi için buradayım.<br />
Evet! Sen, ben, o ve diğerleri! Hepimiz! Sadece "şimdi" için buradayız. Birazdan nerede olacağımız ve az önce nerede olduğumuzun bir önemi yok. Şimdi, buradayız.<br />
...<br />
Şimdi için buradayım.<br />
Evet! Sen, ben, o ve diğerleri! Hepimiz! Sadece "şimdi" için buradayız.Yaşadık koca kentleri, yürüdük onca yolları, çektik onca dertleri, geldik buraya şimdi için. Her şeyi sorguladığımız şimdi, bir başka şimdiye dek en değerli an olarak kalacak.<br />
...<br />
Unutma.<br />
Şimdi için buradayım.<br />
Şimdi için buradasın.<br />
Şimdi için buradayız.ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-11320432228147977032015-04-23T13:48:00.001+03:002015-04-27T17:38:23.807+03:00Benim Lazer Deneyimim: Hikayenin Sonu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgM5A6vPXnjwNa3mnXIjziAa0HYWg820OZ7YclVq1zYvYI2GfJSkhJH_MwBVC4wSPyDV0WfyzBUv4IGxRdnnujruKzOLPKmYi2GcLJ3Xgf9kcnLCyfVyYQopuZ796gJpJ2kUOiCj-dFGdMA/s1600/ny12da.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgM5A6vPXnjwNa3mnXIjziAa0HYWg820OZ7YclVq1zYvYI2GfJSkhJH_MwBVC4wSPyDV0WfyzBUv4IGxRdnnujruKzOLPKmYi2GcLJ3Xgf9kcnLCyfVyYQopuZ796gJpJ2kUOiCj-dFGdMA/s1600/ny12da.jpg" height="290" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Herkese merhabalar.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bir 23 Nisan günü sesleniyorum sizlere. Gözümde güneş gözlüğüm var. Küçük bir önlem.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bildiğiniz gibi en son, gözüm uygun olmadığı için lazer operasyonumu ertelemek zorunda kalmıştım. Nisan ayında çağırmıştı bir önceki doktorum beni. Bu süreçte Dünya Göz'den ikiyüz küsür liralık muayene ücreti ödemeye bir türlü cesaret edemedim. Geldim taa nisanın sonuna...</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Farklı kişilerden aldığım yanlış bir tavsiyeyle Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nin Göz Hastalıkları Bölümü'ndeki Zöhre Hanım'a yönlendirildim. Zöhre Hanım orada lazer ameliyatı olamayacağımı söyleyince eyvah dedim.</div>
<div style="text-align: justify;">
Çünkü özel hastanelerde birçok para vererek olmam gerekiyordu yine bu ameliyatı! Kös kös araştırma yaparken yeniden gözlerim Doç. Dr. Mehmet Koray Budak'a çevrildi.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bir heyecanla aradım. Randevu aldım.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Kısaca size şöyle özetleyeyim.</div>
<div style="text-align: justify;">
300 lira muayene ücreti isteniyordu ancak aynı gün ameliyat olunursa bu ücret alınmıyordu. 1800 ile 2800 lira arasında bu operasyon değişiyordu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bir gaz ile gittim çarşamba günü. Ayrıca Koray Bey'in merkezinin yeri çok basit ve herkesin bulabileceği bir yerde. Tunalı 82-B'de. Çok rahat bulunca insan mutlu gidiyor. Bekleme salonunun dizaynı çok keyifliydi. Heyecandan hiç fotoğraf çekemedim ancak hem otantik hem modern bir tarzı vardı ve dinlendiriyordu. Çalışanlar ise ilgili, güleryüzlü insanlardı.</div>
<div style="text-align: justify;">
Koray Bey dünyanın en çok güven veren doktoru. Muayenelerin sonunda gözlerimin çok sağlıklı olduğunu, operasyona hazır olduğumu söyledi. (Benden önce gelen bir öğrenciye uygun olmadığını söyleyerek ona lazer uygulamayı reddetmişti. bunu da not düşeyim.) Bugün olmak isteyip istemediğimi ve hangi yöntemi istediğimi sordu. PRK daha önce de bahsettiğim gibi zor ve ağrılı bir süreç istiyordu benden. 1000 lira fark vererek intralasek denen yöntemle ameliyat olmak istediğimi söyledim.</div>
<div style="text-align: justify;">
Birkaç ilaç almam gerektiğini ve açsam yemek yemem gerektiğini söylediler. Annemle dışarı çıkıp, atıştırmalık bir şeyler yedik. İlaçlarımızı alıp muayenehaneye döndük.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bir sakinleştirici hap ve üç tane sinir uçlarını uyuşturan hap aldım. Ayrıca bir de şeker.</div>
<div style="text-align: justify;">
Beni çağırmaya gelmeleri uzadıkça heyecanım artsa da sakinleştirici etkisini gösterdi sanırım. Belki de ben öyle hissettim.</div>
<div style="text-align: justify;">
Operasyona bir önlük giydirilip alındım. Operasyon sanki bir dakika sürdü ama annemin dediğine göre çıkmam on iki dakika sürmüş. Buna kıyafetimi değiştirmem, saçlarımı açmam vs dahil.</div>
<div style="text-align: justify;">
Gözlüklerimi son kez çıkardığım an çok duygusaldı. Bunu herkes yaşamalı. Herkes.</div>
<div style="text-align: justify;">
Operasyonun en sinir bozucu kısmı ilk yarım dakikası. Gözümü bir cihazla açıp uyuşana kadar geçen süre yani. O da yarım dakika bile sürmüyor. Sonrasında herhangi bir acı yok. Sonrası nasıl mı? Renklerin gözünüzün önünden geçip gittiği keyifli bir süreç.</div>
<div style="text-align: justify;">
Sağ gözüm bittiğinde Koray Bey nasıl olduğumu sordu. Ben de "Görsel bir şölen yaşıyorum." dedim.</div>
<div style="text-align: justify;">
İkinci göz de bitince her şey bitti.</div>
<div style="text-align: justify;">
Mutluluktan; önce hemşire hanıma sonra da Koray Bey'e sarıldım. Onlar beni gözlükten kurtaran insanlar sonuç olarak.</div>
<div style="text-align: justify;">
Çıktığımdaysa bu zamana kadar operasyonda en rahat hareket eden hasta olduğumu öğrendim. "Cesur hasta" unvanını aldım.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Bir saat kadar bir odada dinlendirdiler beni. O arada ağrı sancı yokken çıkmamıza yakın ışığa karşı çok büyük tepki gösterdi gözüm. Eve gidene dek gözümü hiç açamadım. Eve gelip ilaç alıp damlaları damlata damlata uyuduktan sonra (bir saat kadar) her şey süper oldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Uyandığımda daha net ve iyi görüyordum. Gece boyu da hiç ağrım olmadı.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Ertesi sabah doğru hastaneye. Koray Bey gözlerime bakıp herhangi bir sorun olmadığını söyleyerek lenslerimi bana çaktırmadan aldı.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ve hikaye burada bitti.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
İnanabiliyor musunuz?</div>
<div style="text-align: justify;">
Gözlüğüm olmadan görebiliyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
"Bu paralar verilir mi? Ne gerek var?!" demeyin. Demeyin. Bu duygu her şeye değecek ve yine değecek bir duygu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Etrafınızda bu operasyonu hor gören ya da basitleştiren ve belki de masraf olarak gören birileri olabilir. Olsunlar. Siz aldırmayın. O lenslerle ve gözlüklerle neler çektiğinizi benden iyi kimse bilemez.</div>
<div style="text-align: justify;">
Düşünmeden gidin, deneyin. On dakika bir görsel şölen ve sonrası herhangi bir alet olmadan net bir dünya!</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu konuda da tabi ki Koray Bey'i tavsiye ediyorum. Hem de şiddetle.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ayırdığınız bütün vakte ve paraya değer.</div>
<div style="text-align: justify;">
Daha net ve pıtırcık bir dünyadan sevgiler.</div>
<div style="text-align: justify;">
(Bu yazıyı dün ameliyat olmuş biri yazıyor, ne tuhaf!)<br />
...<br />
EKLEME: Ameliyattan tam beş gün sonra.<br />
İkinci günün gecesinde aslında fark etmesem de net görmeye başlamışım. Üçüncü gün uyandığımda artık görüşümle ilgili bir sıkıntı kalmamıştı.<br />
Sadece ameliyattan sonra her dakika lens takıyormuşum gibi gözlerim erkenden yorulmaya başlamıştı. Bu da çok çok uyku yapıyor. İlk günler evden çıkmamak ve temiz ortamda kalmak bence en doğru adım.<br />
Beşinci günümde ise gözlerim artık daha güçlü, daha net görüyor. Yalnızca "gece ışık patlaması " dedikleri şeyi deneyimledim. O da şöyle ki sadece sokak lambalarına baktığınızda etrafındaki haleler daha geniş görünüyor ama bence etrafı net görmek için bu bir bahane değil ve olsun be gülüm!<br />
Durum bu.<br />
Yeni bir gelişme olduğunda yeniden yazıya "EKLEME" eklerim. Sevgiler.</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-82126807245174959072015-04-12T23:14:00.000+03:002015-04-12T23:14:53.439+03:00Bir daha hiç 24 yaşımda olamayacağım.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjaLhUOGdl8NWVZzbcQGIHhGM6er8fJ7Dv_eBw4vFsSI0VjqOSG26SKJiERQPm_5aynGqXsY3KAQ5kDYGKkynj8bx3jjFOj_oPBUAIRD2LMlT79HH8ghAYRn4_Ejyu8iZK-K9SabysKGLJ4/s1600/ny12da.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjaLhUOGdl8NWVZzbcQGIHhGM6er8fJ7Dv_eBw4vFsSI0VjqOSG26SKJiERQPm_5aynGqXsY3KAQ5kDYGKkynj8bx3jjFOj_oPBUAIRD2LMlT79HH8ghAYRn4_Ejyu8iZK-K9SabysKGLJ4/s1600/ny12da.jpg" height="310" width="400" /></a></div>
<br />
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Yarın 13 Nisan, 2015. Pazartesi.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Hayatımın yirmi beşinci yılının ilk günü.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Yakın bir zamanda ölecek miyim nedir, bu
sıralar oldukça çok ölümü ve geçen saniyelerin değerini düşünüyorum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Değer verdiklerime ya da vermediklerime
harcadığım ömrümün değerini fark ediyorum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">"Ben de öleceğim." birkaç
haftadır kurduğum bir cümle.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Evet, herkes öleceğini bilir.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Benim bahsettiğim ölüm başka.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Birine aşık olurken, birine bir dert
anlatırken, biriyle kahvaltı yaparken, birine kızarken, birine kırılırken geçen
ömür tamamen kendi ömrümüz.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Tuhaf "etkinliklerle" ömrümüzü
tüketiyoruz.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bunu fark ettirdi yirmi dördüncü yaşım,
sağ olsun.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">...<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Oldukça mutsuz başlayıp oldukça huzurlu
biten bir yıl oldu benim için.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Şimdi uzun uzun mecazlarla çaktırmamaya
çalışarak içimi dökeceğim sizlere. (Yazının sonunda görüyorum ki mecazlardan
uzak ve net bir yazı olmuş. Dilimin ayarını!)<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Çünkü hayatımda var olan içimi
dökebileceğim dostlarımı kırıp üstlerine fazladan yükler yüklemek istemiyorum
bu kez.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bu kez siz "okuyucularımla"
paylaşayım yaşımı.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">İlk kez bencil değilim.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Yirmi dördüncü yaşım bunu da öğretti.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">...<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Geçen seneki günüm, çok mutsuz geçmişti.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Zorla, kendi kendime mutlu olmaya çalışmış
ancak başaramamıştım.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">O zamanki acılarımı şimdi hasretle
anıyorum, içlerinde aşk vardı.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Kayınpederimle tanışmıştım, berbat bir
vesile ile.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Onu hatırlatan bir hırka ile dolaştım bir
yıl.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Yine öyle.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Haziran'da onu kaybetmiş olmam birçok şeyi
tepe taklak etmiş olabilir.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Her şeyin düzene gireceğini ümit ederek
geçti ömrüm, yine öyle oldu.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Ancak ümit ederken boş durmanın
saçmalığını anlamam henüz başıma geldi.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">...<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Büyüdüğüm günler, diye bir yazı yazmıştım
zamanında.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bu seneden önce hiç bu kadar büyümemiştim
sanırım.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Çocukluk anılarımın sonu geldi, dostumu
toprağa verdim.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Son zamanlarda onu çok özlüyorum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Uzun yıllar görüşemesek de aramızda
mesafeler olsa da orada bir yerde olduğunu bilmek bile güzelken şimdi ölene dek
bir daha göremeyecek olmak, asıl şimdi şimdi canımı yakıyor.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Düğünümde kuşağımı bağlayacak kişiyi
yeniden düşünüyor olmak öyle berbat ki!<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bu cümle aklımdan geçtikçe şimdi olduğu
gibi ağlıyorum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Buna ağlamak denmez aslında.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Başka bir şey!<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Murat beni çok büyüttü.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Şimdi biz de onun çocuklarını büyüteceğiz.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Onun yaptığı kadar erdemli olabilmek
isterdim.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Hiçbir zaman olamayacağım.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">...<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bu yaşımda bir de paha biçilemez ve
dünyada sadece bir tane olan kardeşim olduğunu fark ettim.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Artık başucumda onun resmi var.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Allah'ın beni dünyaya gönderdikten bir
sene sonra peşimden yolladığı ilk gerçek dostum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Sansürsüz tek sırdaşım.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bunu yeni anladım.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Annenin ve babanın değerini zaten bilirsin
de; kardeşin değerini sana çektiğin sıkıntılar öğretiyor.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Çok sıkıntılı bir ömrüm yok.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Huzurum yerinde ama çok sorguluyorum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Etik üzerine tanrı üzerine çok
sorguluyorum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">...<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bu yaşımda insanlara bakış açımın çok çok
yanlış olduğunu da fark ettim.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Hor gördüğüm eşcinsellerin, dışladığım
milliyetçilerin, anlam veremediğim ateistlerin ve benden farklı olduğu için
kızdığım herkesin gözünden dünyaya bakmayı denedim.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Başardım mı bilmiyorum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">En azından artık hepsini seviyorum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Hepsini kucaklayabiliyorum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Çünkü onları da beni yaratan tanrının
yarattığına iman ediyorum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Tek sebebi bu da değil.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Onlardaki farklı tatları alabilmek de
büyük keyif.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Çok şükür.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">...<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bu yaşımda öğrencilerimin gözünde tanrıyı
gördüm.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Benim kim olduğumu, inancımın ne olduğunu,
gözlerimin ne renk ya da boyumun ne kadar uzun olduğunu bilemeyecek ve aslında
umursamayacak bir çocuğun bana sarılışındaki kutsallığı keşfettim.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Zihinsel engelli, otizmli, gelişim
geriliği olan ya da herhangi bir engel grubunda sırf daha rahat
isimlendirilebilsinler diye sistem tarafından etiketlenmiş bütün çocukları
sevebilmenin, kızarken bile sevebilmenin tadını aldım.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bir çocuğa "Ömer!" dediğimde "Hı!"
demeyi öğretmenin hazzını aldım.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Özel çocukların özel ailelerine umut
olmanın huzurunu yaşadım.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bu kalplere dokunmanın değerini bildim,
hor görmedim.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Hor görene açtığım savaşta yılmadım.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Boyun eğmedim.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Eğmemek içinse şimdi birçok şeyden
vazgeçiyorum.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bu başka bir yazının konusu.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">...<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Yirmi dördüncü yılım hayatımda ilk defa
Mardin'i, Diyarbakır'ı, Sinop'u ve Artvin'i gördüğüm bir yıl oldu.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Ne güzel yaratıyor Yaratan!<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">...<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Orhan Veli'nin yüz birinci yaşı kutlu
olsun.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Yarın yine çantamda bir tomar Orhan Veli
şiiriyle doğumgünümüzü kutlayacağım sevgili dostumla.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bu kez Sevgili Dostum Tezer, Sevgili
Dostum Yakup Kadri, Sevgili Dostum Ferit, Sevgili Dostum Peyami, Sevgili Dostum
Fyodor ve tabi Sevgili Dostum Knut da yanımızda olacak.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Siz de yarın yanınıza birkaç dostunuzu
alın.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">...<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Ve bugün odamın ortasında kardeşimle,
dünyada tek olan kardeşimle dans ederken fark ettim ki hiçbir zaman 12 Nisan
2015 pazar gününün saat 17.02'sini bir daha hiç yaşamayacaktık.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bunu fark etmek kadar anlamlı bir şey yok.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Yirmi dördünüzü beklemeyin.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Ya da hangi yaşlar varsa önünüzde...<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bence; koştururken durun ve bir an
düşünün.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;">
<span style="font-size: 13.5pt;">Bir daha bu anı asla yaşayamayacaksınız.<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-40090975836103222702015-02-19T21:38:00.001+02:002015-02-19T21:38:12.324+02:00İnsan olmaya dair.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz1_4pGIW_GpaBJEhXfl-AAnI0EeQM0-9xACx0cALZ1fk9GCt1YKmKQnu9JAOZU27xeSp6pFpowtwe_2zvqjibdVaJ5_ic66VBOu8J3eP6tx6KHaR2BGXXDyX2NVKEHXMPYtEmzpMxnhUW/s1600/DSC05143.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz1_4pGIW_GpaBJEhXfl-AAnI0EeQM0-9xACx0cALZ1fk9GCt1YKmKQnu9JAOZU27xeSp6pFpowtwe_2zvqjibdVaJ5_ic66VBOu8J3eP6tx6KHaR2BGXXDyX2NVKEHXMPYtEmzpMxnhUW/s1600/DSC05143.JPG" height="265" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu bloga senelerdir kendi kendime sorduğum sorulara çeşitli yollardan bulduğum cevapları yazıyorum. Gün geçtikçe evrilen amacımın nerelere geldiğini siz benden daha iyi biliyorsunuz. Önceleri sadece bir hobiyken artık burası benim ölümsüzleştiğim ve tanımadığım kişilere seslenip bir tutam "cevap" verebildiğim bir yer oldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Son zamanlarda da daha genel sorunlarla ilgili kafa yorup kaygılandığımı biliyorsunuz, bütün bunları beraber yaşadığımız dünyada hissediyorum. Sizin farklı yorumladığınız bir durumu ben daha farklı yorumluyorum. Hepimiz farklı yorumluyoruz ve böyle tatlı tuzlu, keyifli oluyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
Son zamanlarda, yine, insanların birbirini sevmemesi ve saygı duymaması üzerine birçok yazı yazdım. Tesettüre girme sürecim, bir öğretmen olarak toplumda kabullenme sürecim ve tabi bir kadın olarak yine aynı süreç hep buraya yansıdı farklı şekillerde. Hepsinde temel noktam "hoşgörüsüzlük" oldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu günkü yazım ise yine bu sevgisizlik üzerine.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Özgecan'ın adını sayfamda anmaktan büyük bir gurur duyarken bir yandan da utanıyorum. Daha bir hafta önce o da herhangi biriyken ve dünyadaki kötülüğün ne boyuta geldiğini o "da" bilmezken dünya daha güzel bir yer değildi, sadece boyutlarını bilmiyorduk. O da bize bu boyutu gösterecek kişi olduğunu bilmiyordu, belki hâlâ bilmiyor. Ruhu şad olsun.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ben, onun, Allah tarafından milyonlarca insana farkındalık yaratmak için seçilmiş bir "insan" olduğunu düşünüyorum. Keşke hâlâ aramızda olsaydı, biz onu tanımasaydık ancak olan oldu ve süreç hâlâ işliyor. Şimdi ardından milyonların dualar ettiği bir isim, ne kadar şans sorgulamak gerek. Buradan naçizane ailesine sabır diliyorum, hepimizin sınavı başka ve bambaşka.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu olay hepimize kadın olgusunu sorgulattı. Sonra da günler geçtikçe hepimizin kendi insanlığına ayna tuttu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Farklı bakış açıları duyduk-gördük-şaşırdık-vah ki ne vah dedik-inanamadık-saygı duyduk-sustuk. Görüşleri şöyle ayırabiliriz:</div>
<br />
<ul>
<li style="text-align: justify;">İlk grup kadın haklarını gündeme getirdi, dünyada ve özellikle bizim ülkemizde kadın olmayı sorguladı ve evrensel çözümler aradı.</li>
<li style="text-align: justify;">Bir başka grup kendi dininden yola çıkarak aslında katledilen gencecik kızın "birazcık" dindar olması ile bu katliamın önüne geçebileceğini yani dolayısıyla hak ettiğini düşündü.</li>
<li style="text-align: justify;">Başka bir grup kadın-erkek eşitliğinden dem vurdu ve bunun ülkemizde sorgulanmasına bu olay üzerinden yön verdi.</li>
<li style="text-align: justify;">Birileri insanların "kız/kadın" olma durumunu sorguladı ve başkalarının bedeninde kendine hak gördü. Bu konuda bile bunu açarak yüzsüz bir "dinci"likle bunu perdelediğini sandı, bence olmadı.</li>
<li style="text-align: justify;">Başka bir grup ise "cani"nin çocukluğuna inerek bu duruma bahaneler buldu. Açıklama getirmek istedi ki böylece gelecek nesillerde böyle "cani"ler olmasın istedi.</li>
<li style="text-align: justify;">Bir başka grup bunun üzerinden siyaset yaparak ülkeyi kadın düşmanları ve kadın düşmanlarının düşmanları diye ikiye bölmek istedi.</li>
<li style="text-align: justify;">Bir grup idamı tekrar getirmek konusunda görüşler ortaya attı.</li>
<li style="text-align: justify;">Başkaları insanın değerinin ne hale geldiğini görüp dehşete kapıldı.</li>
<li style="text-align: justify;">En sonuncu grup ise ahlaksız bir sessizlikte bütün bu olan biteni izledi.</li>
</ul>
<div style="text-align: justify;">
Bütün bu süreçte Özgecan'ın ailesi çok acı çekti, defalarca. Her canlı yayında, her röportajda, her haberde, her "başınız sağ olsun"da...</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Yakın zamanda çocukluk arkadaşımı kaybettiğimi biliyorsunuz, bir ölümün evlere neler getireceğini ve neler götüreceğini kısa bir zaman önce hatırlamış biri olarak o evi hayal edebiliyorum. Bu yüzden bütün bu tartışmalardan fırsat buldukça inandığım Allah'ıma dua etmeyi ihmal etmiyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Gelelim artık meseleye. Yüzyıllardır erkek hep erkekti. Kadın ise hep kadın. Ne ara kadın bu kadar değersizleşti diye soracak olursanız "bence" birçok etken var. Müslüman bir ülke olduğumuz iddia ediliyor. Müslümanlığın kadına bakışını yanlış ifade eden ve kullanan siyasiler, erkek cinsiyetini sadece bir soy devamı ve iş gücü olarak gören aileler, sanayi devrimi ile artık yavaş yavaş iş hayatına giren kadınların ekonomik gücünü erkekliklerine bir tehdit olarak algılayan erkekler, emzirdikleri erkeklerinden bir türlü kopmayı başaramayan karaktersiz kadınlar, acıları yarıştıran devlet adamları ve devlet adamları ve devlet adamları bu konuda suçludurlar.</div>
<div style="text-align: justify;">
Yapılması gereken?</div>
<div style="text-align: justify;">
Bir öğretmen ve psikolojik danışman olarak şunları öneriyorum:</div>
<div>
<ul>
<li style="text-align: justify;">Müslümanlığı, devletin değil din alimlerinin dilinden öğrenmeliyiz. Devletin bize öğretmeye, beynimize sokmaya çalıştığı bütün o hurafe dolu bilgileri reddetmeliyiz. İnancın devletin değil bireyin olduğunu unutmamalıyız.</li>
<li style="text-align: justify;">İnsanların cinsiyetlerinden önce insan olduklarını ve herkesin beden bütünlüğü, dokunulmazlığı olduğunu çocuklarımıza en başından öğretmeliyiz.</li>
<li style="text-align: justify;">Erkek evlatlarımıza sadece şans eseri erkek olarak doğdukları için ayrıcalıklı oldukları algısını vermeyelim. Aynı şekilde "erkek olmayan" evlatlarımıza da şans eseri kadın oldukları için şanssız ve geride oldukları algısını vermeyelim. Önce insan olduklarını, eşit olup olmama sorgusuna girmeden harika bir denklikte yaşayıp gittikleri algısını vermeliyiz. Dünyaya bu pencereden bakmalarını yaşatmalıyız.</li>
<li style="text-align: justify;">Şiddeti meşrulaştıran söylemlerden, hareketlerden kaçınalım. Kaçınmayan insanları uyaralım. Ne pahasına olursa olsun uyaralım.</li>
<li style="text-align: justify;">Bebeklerimize, anne karnında bile, insanları sadece insan oldukları için sevebilme becerisi kazandıralım.</li>
<li style="text-align: justify;">Her şeyden önce inançlarımızı, ve bu inançlarımızın kökenlerini araştırıp doğrusunu öğrenelim. Doğru öğrendiklerimizi de çocuklarımıza dayatmayalım.</li>
<li style="text-align: justify;">Kısaca yaratılanı yaratandan ötürü sevelim, sevmeyi öğretelim.</li>
<li style="text-align: justify;">Kısacası sevelim.</li>
<li style="text-align: justify;">Sevelim.</li>
</ul>
</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-50749527645870533172015-01-14T10:05:00.000+02:002015-01-14T10:05:52.912+02:00İyi bir psikolojik danışman olmak için tuhaf bir adım buldum.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOeoQMJOCaaz2kfhlEtZgnS7KCL7jf0o08Eo8SwIuPR1UtnKPmiZAA3xl8YYYSjLWlXajVHRldnp9jc0z0BSQX1u0rz7aoz5W5gMvaHH9TpxoE_k4kCPNuSqePYVcxXMHa_wXLLII_Eh_7/s1600/925671_403931933099063_336234945_a.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOeoQMJOCaaz2kfhlEtZgnS7KCL7jf0o08Eo8SwIuPR1UtnKPmiZAA3xl8YYYSjLWlXajVHRldnp9jc0z0BSQX1u0rz7aoz5W5gMvaHH9TpxoE_k4kCPNuSqePYVcxXMHa_wXLLII_Eh_7/s1600/925671_403931933099063_336234945_a.jpg" height="400" width="400" /></a></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
Herkese merhaba.</div>
<div style="text-align: justify;">
Düğün hazırlıklarından fırsat buldukça keyifli gözlemler elde etme peşinde koşuyorum, hâlâ. Buraya hâlâ yazıyor olmam da henüz yaşama hevesim var demek oluyor böylece.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Başlık birçoğunuzun dikkatini çekmemiş olabilir ancak etrafımda birazcık psikolojik danışman varsa umarım ilgilerini çekmiştir ve böylece onlara ilham verecek bir deneyim fırsatı sunmuş olurum.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Düğüne birkaç ay kala hâlâ şişko bir tombalak olduğum için diyetisyene gitmeye karar vermiştik sevgili Değerlim ile, bunu sanırım buraya daha önce yazmadım. Uzun bir arayışın ardından İbrahim Taşdelen ile yollarımız kesişti. Ama bu kararı verene dek adamcağızın sosyal medyadaki bütün paylaşımlarını, yazdıklarını, incelediklerini... Kısaca her şeyini inceledim ve kafa bir adam olduğuna karar verip öyle gittim. İyi ki de gittim.</div>
<div style="text-align: justify;">
Birbirimize karşı gayet açık sözlüyüz. O da ben de işimizin sıkıntılı yanını açık yüreklilikle söyleyebiliyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
Diyete başlayalı bir ay olmak üzere ancak benim kendi üzerimde gördüğüm çeşitli değişimler var.</div>
<div style="text-align: justify;">
Diyet, evet bir prensip işi. Karar verip uygulamamızla doğrudan ilgili ancak bir de diğer yanı var. Bizi bu diyete yönlendiren ve süreç boyunca moralimizi bir heykeltıraş gibi şekillendiren bir diyetisyen söz konusu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Diyetim esnasında kaçamak yapmam, bilen bilir, oldukça katıyımdır ve ne karar alındıysa onu harfi harfine uygularım. Ancak süreç içerisinde fark ettim ki İbrahim Bey'e karşı yoğun bir saygı ve ona eşlik eden sevgi duyduğumdan diyetime ve bu sürece daha çok sahip çıkıyorum. Kilo veremediğimde kendi adıma değil de İbrahim Bey'i üzmek adına korkuyorum. Eninde sonunda zayıflarım ama İbrahim Bey üzülecek, derken buluyorum kendimi.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bunun böyle olduğunu görünce ve diyetisyen dostum, gurbetteki pıtırcığım Hilda ile de bu konuyla ilgili konuşunca çeşitli ampuller yandı kafamda.</div>
<div style="text-align: justify;">
Biz danışmanlar evet danışanın bize karşı tutumları ve davranışlarıyla ilgili eğitim alıyoruz ancak belki de hiç danışan tarafına ciddi ciddi geçmeden danışman rolüne bürünüp oldukça zor olan ama eğitimini aldığımız için çok da zorlanmadığımız empatiyi kurmaya çalışıyoruz. Ancak diyetisyenin bir danışanı olarak onunla yaşadığım bu süreç bana bizim de yaşadığımız danışma seanslarını düşündürdü.</div>
<div style="text-align: justify;">
Danışanlarımızın aslında bize çok çok farklı kimlikler yüklediklerini biliyordum ancak bunu yaşamak ve aslında ne olduğunu keşfetmek müthiş bir deneyim oldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bunu bütün danışman adayı ve hatta danışman arkadaşlarıma öneriyorum. Diyetisyene ihtiyacınız yoksa ne olur bilmiyorum, farklı bir danışman bulup onunla bu süreci yaşayabilirsiniz belki ama mesleki olgunluk için sanırım böyle bir deneyim harika olur. Psikanalistlerin önce psiko-analizden geçmesi gibi bir süreç aslında düşünce, tam olarak öyle olmasa da.</div>
<div style="text-align: justify;">
İyi bir psikolojik danışman olmak için bir de danışanın koltuğuna, karşınızdaki arkadaşınız ya da sınıftan herhangi biri olmadan oturmak ayrı bir deneyim sağlıyor. Tavsiye, tavsiye, tavsiye ediyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Kısa bir not: İbrahim Bey'in reklamını yapmadan geçmeyelim. FİT Ofis Tunalı'da, Büklüm Sokak'ta. "<u>F</u>orm with <u>İ</u>brahim <u>T</u>aşdelen" de sloganımız ve ben İbrahim Bey'in ailesi, çocuklarının başarılı bir beslenme danışmanı olacağını bildikleri için böyle keyifli bir tesadüfe sebep olmuşlar diye düşünüyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Eğer bir diyetisyene ihtiyacınız varsa ve Ankara'daysanız Tunalı'ya, Ankara'da değilseniz çevrimiçi yollarla İbrahim Bey'in e-posta adresine davet ediyorum sizi.</div>
<div style="text-align: justify;">
Sevgiyle kalın.</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-42917667647140956412015-01-11T17:09:00.001+02:002015-01-11T17:09:08.814+02:00Çocukluk anılarımın sonu.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmv9SaSqISfpG83jJjx3m59AK4D2Swx4Lj0P1U1dk3MK8ZKWRJTstq60cEZ3DIrLo0PuAfjy5k9ikF5lt1sXbVEODdAOXkYZ9NF8m4lsI5DjJ_mtGuY7PwdrZHMwigAf5xky_vpEQOfy2A/s1600/49317267.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmv9SaSqISfpG83jJjx3m59AK4D2Swx4Lj0P1U1dk3MK8ZKWRJTstq60cEZ3DIrLo0PuAfjy5k9ikF5lt1sXbVEODdAOXkYZ9NF8m4lsI5DjJ_mtGuY7PwdrZHMwigAf5xky_vpEQOfy2A/s1600/49317267.jpg" height="266" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Uzun bir zaman önce yazmalıydım bu yazıyı.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ancak hazır oldum.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Buraya hep sevdiklerimden, değer verdiklerimden bahsettim. Onları burada ölümsüzleştirdim.</div>
<div style="text-align: justify;">
Şimdi sıra ondaymış meğer. Seneler önce Sulakyurt denen bir yere anlam verirken en başında o gelmişti isimlerin. Çocukluğumdu, anılarımın hepsiydi. Şimdi hepsi yok oldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Bir gece yarısı sekiz kişi, tenha bir kent meydanında karların içinde debelenirken aramızdan önce kimin gideceğini bilmediğimiz gibi, Murat'ın ardından da şimdi ilk kimin gideceğini bilemiyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Bir lağımın başında verilen pozdu o. Ya da bir mezuniyet gecesinde söylenen keyifli bir şarkı, sevdiğinden gözleri kocaman kocaman bahseden bir erkek, şirin bir baba, arka sıradan durmadan dersi kaynatan bir haylaz arkadaş, herkesin adının yazılı olduğu kahverengi masaların başında dertleşilen kardeş, her gün, her sabah, her çocukluk, her ergenlik, her sevgili kavgasının sonu, her gece yürüyüşü, her arabalara kurulan yapraklardan tuzak... Çocukluğum.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Seneler önce bir dostumun ardından "kollarım kopmuş gibi hissediyorum" demiştim. Şimdi o kollarım yine kopuyor. Kopuyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
Allah, inandığımız Allah, bize bir şekilde sabır veriyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ama, benim kollarım kopmuş gibi geliyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Şimdi bütün üzerine kar yağmış çam ağaçları eski bir dost oldu, sarılıp ağlamak için.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/GkiqcWATjqg?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br /></div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-58361762310663758652015-01-06T18:28:00.000+02:002015-01-06T18:28:22.092+02:00Doğu'da yaşam isteğim üzerine<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8jl_USpdfaT-iSpeqXO7nps5uLRrLCXvY1xHStbTKh0R3AniX0PnQhIqwVHS50II5heh106bjjevWoK9D3qCHjKOneMtN8iUwhTI_pnDhe3NQ1iy69rtiI0NPCm8kzEWDL8LI05yZg-y4/s1600/DSC_0024.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8jl_USpdfaT-iSpeqXO7nps5uLRrLCXvY1xHStbTKh0R3AniX0PnQhIqwVHS50II5heh106bjjevWoK9D3qCHjKOneMtN8iUwhTI_pnDhe3NQ1iy69rtiI0NPCm8kzEWDL8LI05yZg-y4/s1600/DSC_0024.JPG" height="300" width="400" /></a></div>
Geçtiğimiz günlerde iki günlük bir izin bulabilmişken Diyarbakır'a kaçtık, sevdiceğimle. Bizim için keyifli, tuhaf, eğlenceli, bol hareket dolu ve yorucu iki gün oldu bu tatil.<br />
Diyarbakır'ın 31 Aralık 2014 tarihindeki 09.20 uçuşu iptal edildi, bunu öğrenmek küçük bir travma yarattı bizde. Ne de olsa ben ilk kez Diyarbakır'ı görecektim ve heyecanlıydım. Değerlim ise bana memleketini gezdireceği için oldukça keyifliydi. Bu haber soğuk duş etkisi yarattı.<br />
Neyseki Anadolujet bize üç alternatif sundu. Yeni bir uçuş, bilet tutarı kadar iade para, açık bilet. Biz yeni bir uçuşu seçtik. Mardin, Batman ve Adıyaman içinden Diyarbakır'a en yakın olan Mardin'i seçtik.<br />
Buraya ne kadar vurgulu yazdım bilmiyorum. Ben, Mardin'de öleceğimi düşünüyorum. Benim için, bu gizemli ve kutsal kente gidecek olmak ayrı bir heyecan yarattı.<br />
Ne de olsa hep Doğu'ya hayran olmuş, o kültürle yaşama hasreti çekmiş biriydim ve bir taşla iki kuş vuracaktım: Mardin ve Diyarbakır.<br />
14.15 uçağı ile Mardin'e çıktık yola. Saat 15.30 gibi Mardin'deydik. Kızıltepe'nin Mardin'e bu kadar yakın olduğunu görmek çok keyif verdi.<br />
Mardin'in bizi akşam üzeri ve oldukça sarı karşılaması da ayrı bir mutluluk kaynağıydı. Gezelim, görelim derken bir kartpostal alma telaşı kapladı beni.<br />
Tam kartpostal kelimesini sarf ettiğim anda bir kartpostalcı görmek ne müthiş, ne müthiş! Koşa koşa gittim ve seçmeye başladım. Bu sırada bizimle ilgilenmesi için tezgahtar bir çocuk geldi. Çocuk dediysem; genç bir erkekten bahsetmek için çocuk demiyorum. Yedi sekiz yaşlarında bir tombalak. Oldukça asık suratlı ve mutsuz! Takıldım, saçlarını okşadım, sevdim, laf attım... Ses yok! Bir gülümseme kıpırtısı bile yok! O sırada yetişkin bir "çocuk" geldi. "Neden hiç gülmüyor? Bir sorun mu var?" dedim. Büyük olan çocuk "Annesi, babası bize verirken dövün dedi. Biz de dövdük. Ondan, biraz mutsuz." dedi.<br />
Ben herhangi bir tepki veremedim.<br />
...<br />
Biliyorsunuzdur. Doğu'da ölenlerin ardından derin bir yas tutulur ve ölen kişiye büyük bir saygı gösterilir.<br />
Gezi sonrası o küçük, mutsuzluğun öğretildiği çocuğu anlatırken gelecekteki bana, şöyle bir cümle kurdum: (Sansüre gerek yok.) Doğu'da, yaşarken insanların ağzına sıçıyorlar ama ölünce saygıyı da sevgiyi de esirgemiyorlar.<br />
Ölüm bütün kötülüklerin üzerini büyük bir başarı ile örtüp unutturuyor ve geriye kocaman bir saygı ve sevgi kalıyor.<br />
Freud "Tabu ve Totem" çalışmasında ölün kişilerin, yüzyıllar önce ifade ettiği şeyleri araştırıp ardından da şu ana yansımalarını gözler önüne sermeye çalışmış. Ve gördükleri yukarıda bahsedilenlere o kadar yakın ki. Erkek çocuklarının, her konuda her şeye sahip olan babalarını öldürdüklerinde büyük bir haz aldığını ve ölümünden sonra saygı duyarak babalarının ruhunun gazabını uzaklaştırdıklarına inandıklarını söylüyor sevgili Freud.<br />
Üzerine uzun uzun yazabilirim.<br />
Ama konum bu değildi ki!<br />
...<br />
Ben herhangi bir tepki veremedim.<br />
Yani o büyük çocuğa oturup, eğitim biliminden ya da çocuk psikolojisinden anlatmayı göze alamadım. Susabildim. Sadece susabildim.<br />
Şu anki pişmanlık çok aptalca.<br />
...<br />
Küçük çocuğum bana bir bakışıyla anlattı ki; öyle uzaktan "Ay ben Doğu'da yaşamak, ölmek istiyorum." demekle olmaz o işler. Benim kafamda yarattığım bir dünya ister gerçek olabilsin ister olamasın, dışarıda bir gerçeklik var ve devam ediyor. Ankara'dan oturup, Doğu'nun muhteşem güzelliğinin içindeki o "uzak yaşam"ı anlayabileceğimi sanmak ne büyük ahmaklıkmış!<br />
Bu da bana ders olsun.<br />
<br />ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-33146367906876695102014-12-09T21:04:00.000+02:002014-12-09T21:04:41.732+02:00Bitmeyen yıl dönümleri için altın değerinde bir fikir.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEuUaIDE88BGneXQSwqTni1E117bW2r1aN2zr5d48t05p6NayvK2CdhyphenhyphenLmA9TqsZTnsaQ-oUpmzxIRYSrjY55G9APB_1VJDuPq5x3WuJHOG5VwjLchON9dxBNsOlTKDJbbaIQElquGfsZJ/s1600/evlilik_teklifleri-nettekeyif.net.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEuUaIDE88BGneXQSwqTni1E117bW2r1aN2zr5d48t05p6NayvK2CdhyphenhyphenLmA9TqsZTnsaQ-oUpmzxIRYSrjY55G9APB_1VJDuPq5x3WuJHOG5VwjLchON9dxBNsOlTKDJbbaIQElquGfsZJ/s1600/evlilik_teklifleri-nettekeyif.net.jpg" height="250" width="400" /></a></div>
<br />
Arkadaş, biz insanlar ne kadar da karmaşık yaratıklarız.<br />
Karmaşığız.<br />
Bu da bizi tadımızdan yenmez yapıyor.<br />
Muhteşemiz.<br />
Çok şükür.<br />
Doğum yıl dönümü, ölüm yıl dönümü, evlilik yıl dönümü, nişan yıl dönümü... Pardon! Sonuncusunu ben uydurdum!<br />
Bütün bunları bir ilişki açısından ele alacak olursak...<br />
Tanışma yıl dönümü.<br />
Sevgili olma yıl dönümü.<br />
İlk tiyatroya gitme yıl dönümü.<br />
İlklerin hepsi için ayrı ayrı yıl dönümleri.<br />
Aman Allah'ım!<br />
Kutla kutla bitmiyor.<br />
Her ay ya da her hafta hediye almak ve vermek için bir sebep.<br />
Ve tabi, sonucunda evleniyorsun.<br />
Bitiveriyor bütün yıl dönümleri.<br />
Bu da karmaşıklığımızın başladığı yer.<br />
Harikayız!<br />
Evlenince pat!<br />
Sadece bir yıl dönümü kalıyor elinde.<br />
E, bu çok kârlı.<br />
Hemen evlen kurtul dostum.<br />
Yoksa ne can dayanır ne cüzdan.<br />
Sevgiler.ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-45980623854161511762014-12-05T22:36:00.000+02:002014-12-05T22:36:13.933+02:00"Lamiel"e saygı duruşu: Normandiya'da başlayan ve Trabzon'da biten bir hikaye<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjod8Vhd_qTWuaJ0y2TJPRd49G2KGf4Z661JSUT4yAZx7V33jL_El54hBVvzBvbk3MvMRBfNH54fb3DTkt2XKZmzo2vcbuqgLcOBakdif328k29v_i3wLHW3-huPBBDvX9ve9XdVgoqEc7k/s1600/arton2257.gif" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjod8Vhd_qTWuaJ0y2TJPRd49G2KGf4Z661JSUT4yAZx7V33jL_El54hBVvzBvbk3MvMRBfNH54fb3DTkt2XKZmzo2vcbuqgLcOBakdif328k29v_i3wLHW3-huPBBDvX9ve9XdVgoqEc7k/s1600/arton2257.gif" height="320" width="192" /></a></div>
<br />
"Kont o geceki utancını hiçbir zaman unutamadı. Lamiel'in onu aldatmalarına önce ses çıkarmazken sonra sonra bunu gururuna yediremedi. Ne kadar "Normandiyalı" da olsa kadınıydı.Ablasının yanına dönmekte buldu çareyi. Lamiel'i beş parasız bırakmıştı.<br />
O yokken, Lamiel onu aldatmaya devam ettiğini sanıyor bir yandan da Papaz Clement ile görüşmeye de devam ediyordu. Clement farkında olmadan Lamiel'in keskin zekasını farklı bir konuya çeviriyordu: Felsefe.<br />
Lamiel Kont'un onu terk etmesinin ardından yaşamak için yine birkaç asille ve bir fırıncı ile sevgiyi denedi ama okuduğu kitaplar ona gitmesini söylüyordu.<br />
Bir mayıs sabahı Clement ile vedalaşarak doğuda, ormanların arasında bir manastıra gitmeye karar verdi. Yolculuk tam bir ay sürdü.Bu çetin yolculukta yanında hep çoban püskülü vardı.<br />
Manastırda bol bol okuma ve sorgulama fırsatı buldu. Dünyayı, varoluşu ve sebepleri sorguladı.<br />
Manastırda seneler sonra yetiştirdiği öğrencilere yaşanmış hikayelerle güzel dersler verdi ve orada yaşadı, yaşadı. Sevgi artık bir anlam ifade ediyordu, sevgiydi.<br />
Manastır dağların üzerine oyularak inşa edilmiş bir harika yapıydı. Burada her şeye şükretme fırsatı buluyordu. İnsanların ruhlarını tanrıya vermek için günlerce tırmandığı o yolu şükürle izlerdi her gün. Herkes hayatı boyunca bir yokuştan tırmanıyordu, o da tırmandığı yolun sonundaydı.<br />
...<br />
Kim der ki Lamiel şimdi Trabzon'da uyuyor.<br />
<br />
20 Ağustos 2014 - Ankara"<br />
<br />
Gayet naçizane ve ukalaca yazdığım ve affınızı dilediğim bir yazım daha. Stendhal'ın vefatının ardından yarım kalan kitabı Lamiel için tuhaf bir fikir geldi aklıma ve sizinle paylaşmak istedim.<br />
...<br />
Lamiel'in fotoğrafını internette ararken de Lamiel isimli Japonya'dan buralara seslerini duyuran bir rock grubu buldum. İlgilenenlere.<br />
Rock forever!<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSvJv52hkv_fZAKFRvAeqQInzLlh9z0bMhKT8tAevNtPUkXlURqMX1mECjpmQoQj6QCig5202K6cEC9Tno6EnO2esjp69pZ1OyoVtWMEjIt292WzBBXPM65Yjl-mmXpRn04UK6WjJGnIlK/s1600/300px-Lamiel.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiSvJv52hkv_fZAKFRvAeqQInzLlh9z0bMhKT8tAevNtPUkXlURqMX1mECjpmQoQj6QCig5202K6cEC9Tno6EnO2esjp69pZ1OyoVtWMEjIt292WzBBXPM65Yjl-mmXpRn04UK6WjJGnIlK/s1600/300px-Lamiel.jpg" height="400" width="315" /></a></div>
<br />
<br />ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-16637086413763691902014-11-25T21:18:00.001+02:002014-11-25T21:18:44.312+02:00Her 24 Kasım.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFptFgtPYJCm4C6rQrWAt7kOENWI9YMOanpl7dCmfIdwKEtf7Y4LZU6gTFOECEzWe2JsPDcyOd5J5XLFNy7XVQiOH2eCiZ_oqnIuuwchAQnfFxNrnIf3z7ZJEi04lDTiMvnKEXImEnDNKO/s1600/1476335_567014960045463_182162006_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFptFgtPYJCm4C6rQrWAt7kOENWI9YMOanpl7dCmfIdwKEtf7Y4LZU6gTFOECEzWe2JsPDcyOd5J5XLFNy7XVQiOH2eCiZ_oqnIuuwchAQnfFxNrnIf3z7ZJEi04lDTiMvnKEXImEnDNKO/s1600/1476335_567014960045463_182162006_n.jpg" height="298" width="400" /></a></div>
<div style="text-align: justify;">
Lisedeyken bir şiir yazmıştım. "Ben her 24 Kasım Atatürk olurum." diye bitiyordu şiirim. Ondan sonra her sene 24 Kasımlarda okulumuzun yaptığı törenlerde bu şiir okunur olmuştu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Tam üç kez bu şiiri duymuştum, mutlu olmuştum. Ne bileyim; Cahit Sıtkı ya da Mehmet Akif yerine benim karalamam... Bu harikaydı.</div>
<div style="text-align: justify;">
Artık 24 Kasımlarda Atatürk olduğum falan yok.</div>
<div style="text-align: justify;">
Orjinal, yeni ve özgün biri oluyorum. Yani burada kendimi Atatürk'le karşılaştırma niyetinde değilim. Amacım yanlış anlaşılmasın. Bu kadar saçma bir yola girmem.</div>
<div style="text-align: justify;">
Demek istediğim artık kendi halinde bir öğretmen olmak yerine daha evrensel fikirlere hizmet etmek gibi bir amaç edindim. Bu mesleği daha da çekilebilir ve keyifli hale getiriyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
Çok keyifliyim.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Bugün ise öğretmenlik mesleğine yeni bir anlam yükledim. Yine bir 24 Kasım ve yine bir anlam yüklemesi daha.</div>
<div style="text-align: justify;">
Lisedeki öğretmenlerim, anne yarılarım ile görüştüm.</div>
<div style="text-align: justify;">
İş çıkışı, yol boyunca kulağıma telefonu götüren kolum katlı olduğu ve üzerimde de üç kat kıyafet olduğu için kolum morarmış.</div>
<div style="text-align: justify;">
Şu an ağrısından kolumu rahat açıp kapatamıyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Peki bu hale gelene kadar neden hissetmedim?</div>
<div style="text-align: justify;">
Telefondaki o anne seslerinin mezun olduğum gün kadar yakın olmaları, sıcak olmaları ve anne olmaları... Unuttum Ankara'yı, diplomalarımı, öğretmenliğimi.</div>
<div style="text-align: justify;">
Öğrenci oldum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Çocuk oldum, gittim Amasya'da bir ağacın altında ağladım.</div>
<div style="text-align: justify;">
Yurttaki yatakların birinde uzanıp hayal kurdum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Telefon bekledim yemekhane kapısında.</div>
<div style="text-align: justify;">
Sınıfın önündeki kaloriferi yine mesken tuttum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Okul çıkışlarında yine o manav Murat Abi'ye gidip çikolata aldım.</div>
<div style="text-align: justify;">
Herkesin hangi çikolatayı yediğini hâlâ ezbere biliyorum. Herkese ayrı ayrı aldım.</div>
<div style="text-align: justify;">
Etüt arasında kar topu savaşına katıldım.</div>
<div style="text-align: justify;">
Nöbetçi öğretmenle sohbet ettim "belletmen odası"nda.</div>
<div style="text-align: justify;">
Dizi izlemeye inenlere bakıp kıkır kıkır güldüm.</div>
<div style="text-align: justify;">
Çay içtim buz gibi odamda.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ağladım.</div>
<div style="text-align: justify;">
Öğrenci oldum.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Telefondaki ses dedi ki: Bir öğretmen bilir ki öğrencisi ile öğretmen arasında hiç mesafe yoktur, her zaman.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu sözü söyleyenin ellerinden öpülmez mi?</div>
<div style="text-align: justify;">
Kurban olunmaz mı?</div>
<div style="text-align: justify;">
Örnek alınmaz mı?</div>
<div style="text-align: justify;">
... </div>
<div style="text-align: justify;">
Öğrenciliği unutmamak sanırım öğretmenliğimizi daha erdemli hale getiriyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
Öğrenciliğimizde bize olumlu örnekler gösterip kendileri gibi erdemli öğretmenler yetiştiren sevgili öğretmenlerime bir saygı duruşu yazısıdır bu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ağlaya ağlaya yazılan bu satırlar öğrenciliğini unutmayan bütün öğretmenlere selam olsun.</div>
<div style="text-align: justify;">
Öğretmenler günümüz kutlu olsun. </div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-49843776716045655782014-11-16T19:30:00.002+02:002014-11-16T19:30:57.301+02:00Tiyatro ya da Cyrano: Küçük bir aşk hikayesi.<div style="text-align: justify;">
Daha önce bu konuyla ilgili yazı yazmamış olmam ne kadar utanç verici!</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Son birkaç gündür tiyatro ile sinemayı karşılaştırıp hangisinden daha çok mutluluk duyduğumu anlamaya çalışıyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Olmuyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
Sinema, oldukça mekanik ve soğuk olabilir ancak tiyatroda uygulanması zor olan çoğu şey bir kamera ile çok kolay. Tiyatro sıcağı sıcağına ve muhteşem bir deneyim, sinemanın uzaklığını yakınlaştırıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
Seçim yapamıyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ancak bu yazı ne tiyatroya ne de sinemaya saygısızlık niteliğinde olacak. Her ikisinin önünde de büyük bir saygı ile eğiliyorum. Sanat dallarını karşılaştırmak kadar cahilce bir durum olamaz, hepsinin yeri ayrıdır; ancak hangisinden daha fazla haz aldığımı bulamıyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Geçelim bu konuyu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Tiyatro denilince de dört beş asır öncesinden bize seslenen oyunlar geliyor aklıma. Daha mutlu oluyorum böyle oyunlarla. Hele ki devleşen oyuncuları izleyip mest olmak beni benden alıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu tutkum Cyrano de Bergerac ile başladı. Sanırım nirvanadan başladım ve orada kaldım. Hiçbir yazara saygısızlık etmek istemem ancak Cyrano her şeyiyle bana ve benim bakış açıma hitap eden bir oyundu. Tiyatroya ve yine tiyatroya aşık olmamın ilk sebebi belki de o oyundu.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsQNSwVsPbYf4oGwDLgN9sLSdj4pVsjNvga4RTgXNu27pqLobt4SIv0TMlI-z3ohPU8bc6K04oq6f7stc3ren7nkUpvxTxyL_XPa9nl7Bvta2KUXTsv7UolhJTw0eR9gDI9zellZcp-mX_/s1600/1355318151956266205-b.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsQNSwVsPbYf4oGwDLgN9sLSdj4pVsjNvga4RTgXNu27pqLobt4SIv0TMlI-z3ohPU8bc6K04oq6f7stc3ren7nkUpvxTxyL_XPa9nl7Bvta2KUXTsv7UolhJTw0eR9gDI9zellZcp-mX_/s1600/1355318151956266205-b.png" height="400" width="282" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
Tabi izlediğim oyunda Devlet Tiyatroları oyuncusu Durukan Ordu'nun muhteşem performansı da önemli yer tutuyordu. (Fotoğrafı internetten buldum, Larien'e sevgiler.)</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbOf0Dn8SI5mpCaZXUXu0gYK2hD6HyLCJjwTYYduMoqoe8xNrgLqCGGAhLomwVKmcbah_c2R1ys4UlCnuCpyngEdtcg8muUl9hc4aFjElPlUxbYLJcanXSXE0wObesJ_n3tjrhnhDO4puz/s1600/durukan.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbOf0Dn8SI5mpCaZXUXu0gYK2hD6HyLCJjwTYYduMoqoe8xNrgLqCGGAhLomwVKmcbah_c2R1ys4UlCnuCpyngEdtcg8muUl9hc4aFjElPlUxbYLJcanXSXE0wObesJ_n3tjrhnhDO4puz/s1600/durukan.jpg" height="400" width="265" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
Ve bu hafta Macbeth'i izleme şansı buldum. Muhteşem bir oyundu tabi, Shakespeare'e söz yok. Sevgiler ve de saygılar. Pelin Çeken'in performansı benim gözlerimi bol bol doyurdu, harika bir tiyatro şöleni oldu benim için. Bir boş gününüzde gidiniz derim.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoZVwAQ1hSPbqBHRQo5dDrNENpf_LatIinWD_jtwftFKyR4qwZaHp3HvOI2DLfSgMfS9eKxlN_datMy7OY8RCY-DQ5RMtRdRCtgQTTuGBfvxmArmJvgH_r03r8vTPwj21GRleHsdTNXG9T/s1600/13893377211425861971-b.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoZVwAQ1hSPbqBHRQo5dDrNENpf_LatIinWD_jtwftFKyR4qwZaHp3HvOI2DLfSgMfS9eKxlN_datMy7OY8RCY-DQ5RMtRdRCtgQTTuGBfvxmArmJvgH_r03r8vTPwj21GRleHsdTNXG9T/s1600/13893377211425861971-b.png" height="400" width="282" /></a></div>
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghcJUl0pRoSbx0C2qaW1rNrZhskjGqlNaXNugXxAMGxf1aY65ctka8OnraPv6svzqFjLfHRlQfCNvHRH9APu4KhsVNbynOmnUbwzEE3fgOpnTB0CMCa3yAmY3WSr_7oMFqZhiKUtLoQCz8/s1600/13896848791164555597-b.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEghcJUl0pRoSbx0C2qaW1rNrZhskjGqlNaXNugXxAMGxf1aY65ctka8OnraPv6svzqFjLfHRlQfCNvHRH9APu4KhsVNbynOmnUbwzEE3fgOpnTB0CMCa3yAmY3WSr_7oMFqZhiKUtLoQCz8/s1600/13896848791164555597-b.png" height="267" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAx30uCT0PBNY-D5kUH1aGah2eRFov5aaon3fRsS_cJLlcruaX_Va3kMdGIQp8OJgcOA3dH5LYlq8sBJXLjcxbbPRvIK941SyB5gosja_b-j18J9K10xF_Gve5vnbDvR6jXAlzzj2DIPnM/s1600/1389684876337721165-b.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAx30uCT0PBNY-D5kUH1aGah2eRFov5aaon3fRsS_cJLlcruaX_Va3kMdGIQp8OJgcOA3dH5LYlq8sBJXLjcxbbPRvIK941SyB5gosja_b-j18J9K10xF_Gve5vnbDvR6jXAlzzj2DIPnM/s1600/1389684876337721165-b.png" height="267" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcH36-DHa3PFipnGhi6shxkLtW7rSIvMIdmAumKYmIDLxkjV5ew6yVI-ioPSeox7dlDKo94fZAYNCDAfWzJ7STPw32YkRcYfPMwroFkl9zCR412Fk1IcyUC1scE7UyuP4kJCzLV0kqhvJa/s1600/13896848861783642843-b.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcH36-DHa3PFipnGhi6shxkLtW7rSIvMIdmAumKYmIDLxkjV5ew6yVI-ioPSeox7dlDKo94fZAYNCDAfWzJ7STPw32YkRcYfPMwroFkl9zCR412Fk1IcyUC1scE7UyuP4kJCzLV0kqhvJa/s1600/13896848861783642843-b.png" height="267" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">
Ancak ben yine Cyrano'dan vazgeçemiyorum.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />
<br />ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-77920852609948950252014-11-08T21:37:00.002+02:002014-11-08T21:37:49.805+02:00Blog temizliği.<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsXIkqAqB_19u8f1gS-zkrMbQd8UniojSyHjxl8VCr9lc082_xOLuHZNsqV18xdX99lEb6dkonXfjfL2n1WNo1rtr-D5G0bNThLiiOiR1Qo2-YjM-7Emny-tZXFrC1dBJPEhyphenhyphenlCeI7cm9Z/s1600/08.28.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsXIkqAqB_19u8f1gS-zkrMbQd8UniojSyHjxl8VCr9lc082_xOLuHZNsqV18xdX99lEb6dkonXfjfL2n1WNo1rtr-D5G0bNThLiiOiR1Qo2-YjM-7Emny-tZXFrC1dBJPEhyphenhyphenlCeI7cm9Z/s1600/08.28.jpg" height="300" width="400" /></a></div>
Uzun zamandır aklımdaydı. </div>
<div style="text-align: justify;">
Ben ne kadar çok yazıma bu cümle ile başlıyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Uzun zamandır aklımdaydı.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu sayfamda dört beş sene önce yazdığım ve o yazıyı yazarken düşündüğüm fikirleri artık düşünmediğim yazılar var. En azından vardır diye düşünüyordum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Sonra dedim ki dur ben temizleyeyim.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ardından temizlik yaparken fark ettim ki düşüncelerim evrilmiş ve bu değişim sayfalarıma tuhaf bir keyifle yansımış.</div>
<div style="text-align: justify;">
Beni uzun zamandır takip eden, ya da henüz farkıma varıp eski yazılarımı okuyan okuyucularım bilirler ki "o eski halimden eser yok şimdi".</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
İlk yazımda yanımda olanlarla şimdi yanımda olanlar çok farklı insanlar. O zamanki düşüncelerim dünyayı tanımaya çalışan bir lise öğrencisinin düşünceleriyken şimdikiler yine dünyayı tanımaya çalışan ancak artık öğretmen olan bir insanın düşünceleri. Dünyaya bakışım "büyüdükçe" değişiyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
En tuhafı, artık bir bebeğim olsun istiyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu isteğim bana çok tuhaf geliyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
Neyseki "gelişim görevleri" denen olgudan haberdarım.</div>
<div style="text-align: justify;">
Yaratıcımız hepimize bu görevleri hakkıyla yaşamayı nasip ede, amin.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
İzlediğim filmler, okuduğum kitaplar, konuştuğum ve tanıştığım insanlar, hayatımın dört senesini şenlendirip anlamlandıran Değerlim, değişen çevrem... Hepsi teker teker algımda o kadar büyük bir etken ki...</div>
<div style="text-align: justify;">
Büyümek güzel.</div>
<div style="text-align: justify;">
Yaşlanmak da öyle.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Kim bilir, bir yirmi sene sonra bu "acemi" yazımı da okuyup yine diyeceğim: Silme be Nihan. Güzel bir ömrün izdüşümleri kalsın burada, ölüp gidince ardımızda bir şeyler bırakalım. Silme be Nihan.</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-18129685272697028742014-11-02T22:25:00.001+02:002014-11-02T22:29:58.870+02:00Seneleri saymanın mantıksılığına dair.<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1TGeiB65j9LQqiYyqXfGE1sJFkpLFlndRvcFxITMEM1LN9xMI6U-xyhZIdjXQh_MdEINI3Sku6yEPtfoDbmsfdyBQ6IDgLrj00NXcq1FzI62dVxzTAddembKLxdybc9xuOP5_u_MysYSo/s1600/IMG_20141015_194116.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1TGeiB65j9LQqiYyqXfGE1sJFkpLFlndRvcFxITMEM1LN9xMI6U-xyhZIdjXQh_MdEINI3Sku6yEPtfoDbmsfdyBQ6IDgLrj00NXcq1FzI62dVxzTAddembKLxdybc9xuOP5_u_MysYSo/s1600/IMG_20141015_194116.jpg" height="400" width="400" /></a></div>
23 Ekim'lere selam olsun.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Uzun zamandır başlıklarıma nokta koyuyorum. Her an bir yazım, son yazım olabilir. Bunun bilincindeyim.</div>
<div style="text-align: justify;">
Esra'nın son yazdığı yazı neydi?</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Üç yıl oldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ve ben bütün perşembemi ağlamaya yakın bir halde ve yorgun argın geçirdim. Ağlayıp ağlamadığımı buraya yazmanın gözyaşı bezlerime ne katkısı olacak?!</div>
<div style="text-align: justify;">
Ölümün insanı mutsuz ettiğine inanmıyorum. Mutsuz eden ölüme dair var olan "gerçek dışı" düşüncelerimiz ve bu düşüncelerin yarattığı korku. Ölümden korkuyor olmamızın sebebi ise sonrasını bilmiyor olmamız, sadece bu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ölüm oysaki düşününce birçok güzel kapıların açılması demek. Dinlenmek, sınavın sona ermesi, insanlardan uzaklaşmak...</div>
<div style="text-align: justify;">
Ne kadar da dünyaya dair yazdım değil mi?</div>
<div style="text-align: justify;">
Gel bir de onu ciğerinin köşeleri ölenlere söyle, değil mi?</div>
<div style="text-align: justify;">
"Yarayla alay eder yaralanmamış olan" değil durumum, alay etmiyorum. Acıları hafifletmek için kendimce (!) mantıklı düşünce parçaları üretip kaygıyı azaltıyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ve tabi bunun o kadar da kolay olmadığını biliyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Üç yıl oldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Kimimiz haberler hatırlatınca "Aa o kadar da olmuş mu?" dedik, geçtik. Kimimiz hatırlamadı bile. Kimimizin bu günden haberi bile yok. Kimimizse bugünü mezar başında ağlayarak geçirdi.</div>
<div style="text-align: justify;">
Mezar ne çirkin bir kelime. Kabir daha değerli sanki.</div>
<div style="text-align: justify;">
(Mezar Arapça bir kelime ve ziyaret edilen yer anlamında kullanılıyor. Ne de tuhaf değil mi?Kabir kelimesine gelince, yine Arapça bir kelime ve gömü anlamında. Mezar daha masum bir kelimeymiş aslında. Ziyaretin bol olmasına niyet ederek mezarı kullanmak daha güzel olabilir artık.)</div>
<div style="text-align: justify;">
(Bakın paragrafın ortasında neydi sonrasında ne oldu kelimeye bakış açım. İyi ki insanım.)</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Üç yıl oldu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Biz o sene üç mezar bıraktık Amasya'da bir dağın tepesine. Yine ziyarete gitmek nasip olmadı. Bakın, o cümleden sonra da nokta var.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Ölümleri hatırlamak ya da hatırlatmak dert değil.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bir dua çok zor olmasa gerek.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ölümden sonrasına inandığım için bunu rica ediyorum ancak inanmayan varsa sevgiyle kalsın.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Bir gün öğreneceğiz kimin haklı olduğunu.</div>
<div style="text-align: justify;">
Umarım hepimiz öyleyizdir.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ama hepimiz yalnız uyuyorsak yatağımızda, ne fark eder kim haklıysa!</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-56127441854668684292014-10-30T00:01:00.000+02:002014-10-30T00:22:50.433+02:00Bu da bizim sene-i devriyemiz.<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7rSzU9vcY09PQ7tOXjENXDPT7sfNnv2jIkYkWMy7yuWfoBka6YKlcHnGEjzlHdkd-1uWH2texbhZNVSfazfTzKXOxmNk7LxE-06HKxIcyM0jrc925nl8reI-3YxJRycKMN1OKgAAOgUd5/s1600/DSC_0069.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7rSzU9vcY09PQ7tOXjENXDPT7sfNnv2jIkYkWMy7yuWfoBka6YKlcHnGEjzlHdkd-1uWH2texbhZNVSfazfTzKXOxmNk7LxE-06HKxIcyM0jrc925nl8reI-3YxJRycKMN1OKgAAOgUd5/s1600/DSC_0069.JPG" height="225" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: xx-small;">(Sümela Manastırı'ndan hatıra dolu bir kare.)</span></div>
Bütün arkadaşlarımız, hani hiç evlenmeyeceklerini düşündüklerim dahil, evlendiler.</div>
<div style="text-align: justify;">
Evlenmeyenler de nişanı yaptı, nikahı yaptı, düğün için yazı bekliyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ve bir de üzerine çocuklarının yaş günlerini, evlilik yıl dönümlerini kutlayanları görünce "Sevgilim," dedim içimden, "bizim yıl dönümümüz var evet ama evlilik teklifinin de bir yıl dönümü olmalı. Evlenene dek o günü kutlamalıyız." dedim. Dışımdan dersem Değerlim bu konuya takılabilirdi. O kadar yoğun çalışan adamcağız bir de yıl dönümü hazırlığı ile mi uğraşsındı? Tabi ki hayır.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Geçen sene bugün, beyefendi beni apar topar bir tiyatro sahnesine çıkarmış ve evlenme teklif etmişti, benim seksen yıllık antika yüzüğümle. Ben de kabul etmiştim. Sonrasında nişanlanmış ve evlilik hazırlığına başlamıştık.<br />
(http://ny12da.blogspot.com.tr/2013/11/evlenme-teklifi-duygudurumlar.html burada da hikayemiz var.)</div>
<div style="text-align: justify;">
Neyseki bizim ilişkimiz en başından sınanıyordu. Birçok üzücü gün ve ay ve belki de yıl geçirecektik. Hâlâ da bilmiyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bir yola baş koyunca "Ay dur ben yoruldum. Bir bakalım." demek de olmayacağına ve "aşk" denen şeyin elleri bırakarak devam etmeyeceğini bildiğimize göre sırt sırta verip düşündük. En iyisi evlenelim, dedik. Hâlâ o yoldayız.</div>
<div style="text-align: justify;">
Sizlere "Çocuk ne zaman?" deniyor olabilir. Bize hâlâ "Düğün ne zaman?" diye soruyorlar. Ve biz bu soruya "Belli değil." demeye bayılıyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Ben o tiyatro sahnesinden elimde sevdiğimin eli, dudaklarım kocaman açıkken indiğimden beri biliyorum, bu dünyada herkes ve herkesin ilişkileri var, ancak ben'in de içinde olduğu "biz" biziz. Herkes de öyle. Bu kutsallığın tadını çıkarmak çok güzel.<br />
...<br />
Biz Dünya'yı evlenmeden de el ele gezebiliriz deyip yollara düşeli çok oldu. Herkesin "biz"inin farklı idealleri var, evet. Ne şükür ki biz yollardayız, dağlardayız, ova, bayır falan...<br />
...<br />
Şükredin dostlar. Her şeye. </div>
<div style="text-align: justify;">
...</div>
<div style="text-align: justify;">
Düğün ne zaman bilmiyoruz ancak sevgilim bana evlenme teklif edeli bugün bir yıl oldu ve biz bugün bunu kutlayacağız.</div>
<div style="text-align: justify;">
Bundan damadın haberi yok.</div>
<div style="text-align: justify;">
Yorulmaması gereken nadir damatlardan.</div>
<div style="text-align: justify;">
Ben de yorulmaması gereken nadir gelinlerdenim.</div>
<div style="text-align: justify;">
Biz yorulmaması gereken ve bol zamanı olan bir çiftiz.</div>
<div style="text-align: justify;">
Hepinize bu şımarıklığı şiddetle tavsiye eder, gözlerinizden öperiz.</div>
ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2977988351615048142.post-25280419830671316522014-10-26T03:02:00.004+03:002014-10-26T03:02:33.536+03:00Dünyanın temel sorununu buldum.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcjT1fEnnozdBh2BieonDg6n5Q3YbDgDDyB6-IOpNYPbglEj9g_uD6FkFIqO-0MblR6ALNugeKC50pilThUF2LvbcxycHNJ896pWX_hyphenhyphenXaWHjE9PgwWr2WaqCEuEevHOXuEmEwPzTx1kRi/s1600/sarl.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcjT1fEnnozdBh2BieonDg6n5Q3YbDgDDyB6-IOpNYPbglEj9g_uD6FkFIqO-0MblR6ALNugeKC50pilThUF2LvbcxycHNJ896pWX_hyphenhyphenXaWHjE9PgwWr2WaqCEuEevHOXuEmEwPzTx1kRi/s1600/sarl.jpg" height="266" width="400" /></a></div>
<br />
Heyecanlanmayın.<br />
Benden önce de bilen biliyordu.<br />
Biraz olsun fotoğraflarda öndekilere değil de arkadakilere bakmayı başaranlar da biliyorlar.<br />
Kalabalıkta bir durup şöyle etrafına göz gezdirenler de biliyorlar.<br />
Biliyorsunuz.<br />
Hepiniz bir yalnızsınız.<br />
Bilmiyor olamazsınız.<br />
...<br />
Dünyadaki bütün kötülüklerin sebebini buldum.<br />
Ben bu yaşımda buldum<br />
Siz ne zaman bulduysanız, hayırlı uğurlu ola.<br />
Sevmiyoruz.<br />
İnsanları sevmiyoruz.<br />
Bizim gibi düşünmeyen, yaşamayan insanları sevmiyoruz.<br />
Bu yüzden ülkelerdeki azınlıklar hep acı çekiyor.<br />
Bu yüzden eşcinseller hâlâ toplumun bir parçası olamıyor.<br />
Bu yüzden sen karşı komşun çöpü senden biraz farklı bir yere koyuyor diye kızıyorsun.<br />
Bu yüzden iş arkadaşın arabayı biraz farklı park edince küplere biniyorsun.<br />
Bu yüzden senin görüşünden olmayan "cahil", "öteki", "farklı" bu dünyada.<br />
Oysaki sevsen...<br />
Desen ki o da insan.<br />
Onun da bir dünya görüşü var.<br />
O da geçti kendi yolundan, geldi bugünlere.<br />
Herkesin kumbarasında farklı para var.<br />
En iyisi, sevmesem bile nefret etmeyeyim.<br />
Hoşgörü diyeyim buna.<br />
Anlayış göstereyim.<br />
Böylece çekildiğini bile bilmediğim fotoğraflarda başkalarına nefretle bakışım yakalanmaz.<br />
Böylece etrafına durup bakan insanlar ne kadar nefret dolu olduğumu düşünmez.<br />
Belki de sevgimizi ırk, renk şu bu demeden verirsek daha doğru gider işler.<br />
Sevgimiz rüşvet değil duygu olmaya başlarsa belki biz de mutlu oluruz.<br />
Sevgimizi esirgemezsek <u>herkesten</u> belki daha da güzel olur dünya.<br />
Herkesten'in altı çizili.<br />
Ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın sevgiden bahsediyorum.<br />
Boru değil.<br />
...<br />
Gecenin köründe derdime ne oldu?<br />
Neden uyumuyorum?<br />
Ha bunu dedim, ben çok mu temizim?<br />
Temiz olmaya niyet ettim arkadaşım.<br />
Bana yardım et.<br />
...<br />
Ha evet, bebek fotoğrafı.<br />
Hiç kimseden nefret etmeyen bir yetişkin bilsem onun fotoğrafını koyardım.<br />
...<br />
Biraz sevgi, biraz.<br />
Herkese ne yaparsa yapsın koşulsuz sevgi.<br />
Belki böylece daha "insan" oluruz.ny12dahttp://www.blogger.com/profile/15877774599329208007noreply@blogger.com1