Gorki'nin "Ana" adlı eserini sonunda okudum. Son zamanlarda dünya düzenine dair yaptığım sorgulamalara ilaç gibi geldi. Dünya düzeni dememe bakmayın, Banu Avar'a bağlamayacağım. Bahsedeceğim "şey" daha az spekülatif.
Ana, kısaca sosyalist bir direnişçi olan oğlunun mahkum edilmesinin ardından sosyalist düşünceler edinip oğlunun izinden giden bir annenin anlatıldığı kitap. Sahiden pek kısa oldu.
Romanın akışı, Pelageya'nın düşünce değişiminin seyri, karakter örgüleri ve seçimleri oldukça keyifliydi. Oldum olası Gorki'nin sert ama duru üslubuna bayılmışımdır.
Sosyalizmin ne olduğu, romanın yazıldığı dönemle bu dönem arasında insani anlamda bir ilerlemenin olup olmadığı gözlemi, insan olma durumu gibi konularda ufkunuzu açacak bir kitap. Öneririm.
...
Ben, Oda Yayınları'nın Mart-2013 baskısını okudum; hatalarla doluydu. Bilginiz olsun.
...
Kitaptan birkaç cümle de şurada bulunsun:
- İnsan bir adım daha atmıştı mezarına doğru.
- İnsan iyi bir şey beklediği zaman yaşamış olur.
- Tüm insanları sevgiyle kucaklayabileceğimiz çağın gelişini çabuklaştırmak için insandan nefret etmemiz gerekiyor.
- İnsan kendi sopasını yeyince daha az acı duyuyor.
- İkonlara baka baka aziz olunmaz.
- Beni ben olduğum için dövmedi de bütün nefret ettiği kimseler yerine döverdi sanki.
- Eğer tanrıyı elinden alırsanız, benim gibi yaşlı bir kadın üzüntülü zamanlarında neye dayanır?
6 Eylül 2015-Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder