Yine yağmurda bir güzel ıslanmıştı genç kız. Yine genç kızdı... Yine ıslanmıştı... Yine bir güzel olmuştu olanlar... Yine yağmurdu... Yineydi yani!
Yolda eğer o sokak köpeğini görüp de "Senden ne farkım var şu an?!" sorusunu sormasaydı otobüse bindiğinde ağlıyor olmazdı. Yol boyu "Artık melek değilim. İyi kirlendim." ( http://fizy.com/#s/1ahm2o ) diye mırıldanıp durmuştu farkında olmadan. Yağmurun artık masum olmadığını düşündüğü aklını temizlediğini sanıyordu ama nafileydi, o da biliyordu. Dost denilenler masum olmayınca insanın masumiyeti kalır mıydı? Sokak köpeği deyip geçtiği, korktuğu yüzüne çarpmıştı işte. Masumiyet buydu. Sokakta sırılsıklam ıslanmış bir halde, kimseye aldırmadan ağlayarak yürümek. Ne uğruna! Erdem? Erdem o sokak köpeğinin neresinde vardı ki?! Asıl erdem o sokak köpeği miydi yoksa?
"Daha kaç kere ağlayarak bineceğim bu otobüse?!" diye soruyordu başlarda... Sonra... Otobüse binip etrafına bakınca anladı aslında ne kadar masum olduğunu. Islanmış saçları, montu, çantası, elleri, yüzü, gözleri... Islaktı! Titriyordu durmaksızın. Herkesten daha insandı, duyguları dışarıdaydı. Saklı gizli heyecanları yoktu onun. Masumdu. Ama masum olmanın önemi neydi ki? Ha olmuşsun ha olmamışsın. "Olmazsam olmaz. Masum olunca rahat olurum, mutlu olurum." diyen o değil miydi?
Sonra birden muavin peçete uzatmıştı ona. Gülümsemişti ağlayan gözleriyle aslında yaşlı olan genç kız. "Teşekkürler" diyememişti, sadece gülümsemişti belli belirsiz. Muavinin gülümsemesi daha büyüktü, o masum muydu acaba?
Otobüs mü yoksa genç kız mı titriyordu anlamadan sokak köpeğini düşündü. Bi ismi olmalıydı onun. Onunla karşılaştığı yere her gidişinde onu ve onun hatırlattıklarını anımsamalıydı. Düşünüp durdu yol boyu... Düşünmüş müydü acaba?!
Otobüsten indi. Artık durmuş olan yağmura, ıslak montuna, saçlarına, onu getiren otobüse, o hâlâ adsız olan sokak köpeğine, masum olanlara, olmayanlara şükretti... Masumdu ya!
Kimse bilmese de bunun bir veda olduğunu, biliyordu genç kız. Masumiyete ya da masumiyetsizliğe bir vedaydı bu.
Bir daha O'nu hiç görmedi. Vedaydı bu. "O" bilmese de...