9 Eylül 2010 Perşembe

Bayramlık


Evet evet. Ben de bu yozlaşan, kültürel değerlerini yitiren toplumun bir parçasıyım ve bugün seneler sonra ilk defa anneannemin evine, Delice'ye gidip bütüün o akraba kalabalığı ile bayramlaşmayı reddettim. Bunu yaptım. Ben ki değerlerine sadık ve bağlı olduğunu savunan tutucu insan! Ben ki düşünceleri zor değişen kalın kafalı insan! Bu radikal değişim nasıl oldu bilmiyorum... Bilen varsa beri gelsin.

Sabah uyandığımda dedim ki "Nihan, kızım bugün bayram. Hadi ona göre davran da bi' süslen püslen, güzelleş. Git, gez toz, ziyaretlerini yap, gönülleri al, harçlıkları kap. Bir sonraki bayram yaşıyor olacağın ne malum..." Ama yemedim. Hâlâ pijamalarımla gelen mesajlara cevap atmakla meşgulüm. Zaten bayramlarda da şu herkese giden ve "siz" le başlayıp sonuna isim konulan mesajlardan nefret ederim. Mesaj gidecekse özel kişilere gitmeli ve kişiye özel cümleler yollanmalı. Ben birine "pıtırcığım" derken diğerine "dostum" derim, "pıt pıtım, tosunum, şekerim vs" özel olmalı ki adam o mesajı hak etsin. Buradan bana mesaj atan herkese sesleniyorum. Sizin için özel değilsem, herkese giden mesaj tesadüfen bana da gelmişse atmayın artık bana mesaj falan!

Bayram temizliği de yapmadık. Oh! Mis gibi pis evimizde oturuyorum işte var mı daha güzeli? Gelen gidenim de yok. Bi apartmandaki ve yan apartmandaki çocuklara şeker tutar geçerim. Kimse de bana evi neden temizlemedin, aman neden hâlâ pijamalarınlasın diyemez. Bu bayramı yaşamak istemiyorum belki de. Hoppa! Şimdi de bir başka soru: Böyle düşünme lüksüm var mı benim?

Hadi eski bayramlardan dem vurup "ne güzeldi" diyelim... Güzel miydi? Bilmem. Bildiğim şekerden dolmuş ve bozulmuş midem, laf sokup duran "akraba" maskesine bürünmüş insanlar, karda kışta yollarda kalmalar vs. Bayram bundan mı ibaretti? Hayır. Babamın öğrencileri gelirdi kapıya, sabahın köründe. Babam bayram namazında gelince "iş icabı" havasında ama içten bir bayramlaşma faslı, güzelleşip komşuya geçip sohbet etme, derken Delice'ye gitme... Bundan sonrasını boşverin.. Sonuç olarak her çocuk gibiydi bayramlarım. İyi miydi değil miydi yaşlanınca düşüneyim en iyisi.

Şimdi oturmuşum pijamalarımla, beni unutmayan gerçek dostlarımla uzaktan da olsa gönül bağlarımı kuruyorum. Kulağımda yıllar sonra dinlediğim huzurlu bir şarkı: Köprü. http://fizy.com/#s/16bqpy Kimse değmesin keyfime. Bayram benim için bu, bu sene.

Yozlaşan kültür demiştim yazının başında. Alışılagelmiş saçmasapan laflar. Kültür gün geçtikçe değişir; yeni yeni duygular, düşünceleri alışkanlıklar vs edinir; kimilerinden kurtulur kimilerine sahip olur... Kültür yaşayan bir varlıksa bırakalım da yaşayalım onu kendimizce. Hani herkesin bi "popi"si vardı ya, (http://www.timsah.com/Herkesin-popisi-var-Sokak-roportajina-gel/ZdM0QObr7UK )  ondan işte ;)

Neyse a dostlar. Çok güldük, çok eğlendik de şaka maka bir eğitim-öğretim yılı daha başlıyor. Radikal kararlarım var. Bi' ara onları da yazar paylaşırım sizlerle. Kim bilir belki de paylaşmam, bilmiyorum.

Bulur muyum söyle seni o eski halinle
Uzansam uzaklardan öylesine
Öylesine derin içimdeki yerin
Bi' kprü olsam yüreğimden yüreğine...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder