Lisedeyken bir şiir yazmıştım. "Ben her 24 Kasım Atatürk olurum." diye bitiyordu şiirim. Ondan sonra her sene 24 Kasımlarda okulumuzun yaptığı törenlerde bu şiir okunur olmuştu.
Tam üç kez bu şiiri duymuştum, mutlu olmuştum. Ne bileyim; Cahit Sıtkı ya da Mehmet Akif yerine benim karalamam... Bu harikaydı.
Artık 24 Kasımlarda Atatürk olduğum falan yok.
Orjinal, yeni ve özgün biri oluyorum. Yani burada kendimi Atatürk'le karşılaştırma niyetinde değilim. Amacım yanlış anlaşılmasın. Bu kadar saçma bir yola girmem.
Demek istediğim artık kendi halinde bir öğretmen olmak yerine daha evrensel fikirlere hizmet etmek gibi bir amaç edindim. Bu mesleği daha da çekilebilir ve keyifli hale getiriyor.
Çok keyifliyim.
...
Bugün ise öğretmenlik mesleğine yeni bir anlam yükledim. Yine bir 24 Kasım ve yine bir anlam yüklemesi daha.
Lisedeki öğretmenlerim, anne yarılarım ile görüştüm.
İş çıkışı, yol boyunca kulağıma telefonu götüren kolum katlı olduğu ve üzerimde de üç kat kıyafet olduğu için kolum morarmış.
Şu an ağrısından kolumu rahat açıp kapatamıyorum.
Peki bu hale gelene kadar neden hissetmedim?
Telefondaki o anne seslerinin mezun olduğum gün kadar yakın olmaları, sıcak olmaları ve anne olmaları... Unuttum Ankara'yı, diplomalarımı, öğretmenliğimi.
Öğrenci oldum.
Çocuk oldum, gittim Amasya'da bir ağacın altında ağladım.
Yurttaki yatakların birinde uzanıp hayal kurdum.
Telefon bekledim yemekhane kapısında.
Sınıfın önündeki kaloriferi yine mesken tuttum.
Okul çıkışlarında yine o manav Murat Abi'ye gidip çikolata aldım.
Herkesin hangi çikolatayı yediğini hâlâ ezbere biliyorum. Herkese ayrı ayrı aldım.
Etüt arasında kar topu savaşına katıldım.
Nöbetçi öğretmenle sohbet ettim "belletmen odası"nda.
Dizi izlemeye inenlere bakıp kıkır kıkır güldüm.
Çay içtim buz gibi odamda.
Ağladım.
Öğrenci oldum.
...
Telefondaki ses dedi ki: Bir öğretmen bilir ki öğrencisi ile öğretmen arasında hiç mesafe yoktur, her zaman.
Bu sözü söyleyenin ellerinden öpülmez mi?
Kurban olunmaz mı?
Örnek alınmaz mı?
...
Öğrenciliği unutmamak sanırım öğretmenliğimizi daha erdemli hale getiriyor.
Öğrenciliğimizde bize olumlu örnekler gösterip kendileri gibi erdemli öğretmenler yetiştiren sevgili öğretmenlerime bir saygı duruşu yazısıdır bu.
Ağlaya ağlaya yazılan bu satırlar öğrenciliğini unutmayan bütün öğretmenlere selam olsun.
Öğretmenler günümüz kutlu olsun.