21 Mart 2012 Çarşamba

Sucuklu Yumurta

Ani bir kararla gidilen Kayseri'den birçok güzel notla ve bir o kadar da güzel anılarla döndüm. Kayseri düşündüğümden farklı, her açıdan beni şaşırtmayı başaran bir kent oldu. Gitmeden beş dakika önce yaptığım küçük bir araştırma ile gezilecek yerinin çok olmadığını düşünüp sıkılacağıma yanmıştım. Gidince gördüm ki gezilecek onlarca yer varmış. Güzel Anadolu'da her yer ayrı bir güzellik zaten, her il ayrı bir tatla kucak açıyor bize.
Gider gitmez bizi karşılayan arkadaşımız bizi kahvaltıya, daha doğrusu öğle yemeğine götürdü. E malum Kayseri'deyiz ve sucuk delisiyiz... O halde yenecekler listemiz belli: Sucuklu yumurta, pastırmalı yumurta, kağıtta pastırma, mantı,  halveter... Bunları o beş dakikalık araştırmamda öğrendim. Oradan yani.
Kahvaltı bir harikaydı. Görüldüğü üzere:
Eğer Kayseri'ye giderseniz kahvaltı için sucuklu yumurta, pastırmalı yumurta ve peynirli gözleme isterseniz krallar gibi bir kahvaltı yaparsınız.
Kahvaltı sonrasında arabayı ya da otobüsü bir kenara bırakıp yürüyerek gezmeye başladık Kayseri'yi. Adım başı bir kümbet, adım başı bir müze. Ayrıca Cumhuriyet Meydanı'nda yani şehir merkezinde başlayan ve nereye kadar devam ettiğini bilmediğim surlar da görülmeye değer. Kümbetlerin isimlerini sıralamanın alemi yok ama birkaç tanesinin fotoğrafını paylaşmakta yarar var:
Gün bu kümbetleri ve müzeleri gezerek geçti. Aslında yürüyerek gezmek o soğuk havada pek iyi fikir değildi ama ertesi gün yani pazar günü muhteşem bir sıcak olduğu için kalan kümbet var mı diye kolaçan etmeyi ihmal etmedik.
Akşam olup da bir akşam yemeği yemek gerektiğinde Kayseri'yi bilen arkadaşlar Kayseri Park'ın yakınlarındaki Kaşık-la denen mekana götürdü bizi. Mantı salçalı bir suyun içinde geldi. Biz suyunu sızıp servis yaparız ya, doğrusu o değilmiş. Masaya ayrıca Kayseri Tabağı denen şeyden istedik. İçinde "yağlama" denen lahmacunvari bir yemek vardı. Ayrıca içli köfte (Pek tavsiye etmem.) bir de sarma vardı. Yaprak sarma yine salçalı bir suyun içinde salça sosu ile ikram edilmişti. Masa yine harikaydı. Yoğurt sarımsakla ayrı geldi masaya, isteyen istediği kadar attı sarımsağını. Sonra ek olarak bir de tereyağı sordular, kabul edin mutlaka giderseniz. Yazarken bile ağzım sulanıyor a dostlar, görün bakın neden:


İlgimi çeken bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum ama topluca ancak maddelendirerek olacak o:
  • Şehrin içinden bir tramvay geçtiğini bilmiyordum. Bu bilginin daha önce hiç bana gelmemiş olması da çok tuhaftı. Ayrıca tramvayın hemen yanından geçtiği, hemen yarım metre yanında çay içebileceğiniz çok hoş kahveler de var Cumhuriyet Meydanı'nda.
  • Alt geçitlerde mağazalar var. Yani altta olan dükkanlar yolu denebilir bunlara.
  • İnsanlar geç kalkıp erken yatıyorlarmış. Yani dükkanlar geç açılıyor ama erken kapanıyormuş. E tabi, Kayserili adam neden erken uyansın, geç kapatsın ki? Çalışmış, kazanmış, zaten zengin adam! Ben de olsam aynı şeyi yapardım.
  • İnsanları biraz fazla kaba geldi bana. Genelleme yapmak doğru olmaz ama böyle bir düşünce uyandırdılar bende. Otobüslerdeki o kaba hareketleri unutmama (Ki bende medeniyet sembolü budur, bilen bilir.) imkan yok. İnsanlar birbirlerine yer vermiyorlar. Yolda insanlar üzerinize çıkıyorlar ama bir "Pardon!" demiyorlar bile. Genelleme yapmıyorum ama gördüğüm buydu, altını çiziyorum.
  • Ayrıca Kayseri Büyükşehir Belediyesiymiş meğer, ben bunu da bilmiyordum. Ne de cahil adammışım ben öyle. Aslında kabul ediyorum Kayseri için oldukça düşük tutmuştum beklentimi.
  • Her yerde, adım başı sucuk, pastırma türevi şeyler satan mağazalar var. Dükkan değil mağaza. Bildiğiniz koca koca mağazalar. Açık sucuk diye bir şey var, sucuk içi. Yenip bir deneyim sağlanabilir aslında. Mutlaka sucuk almadan dönmeyin. Sahiden müthiş bir lezzet. Keşke zulalasaymışım diye düşünüp duruyorum geldiğim günden beri.
  • Erciyes dağını unuttum sanmayın. Aslında kayak macerası hiç de fena olmazdı ama işte... Gidip görmek isteyen olursa süper fikir bence.
  • Son bir not: Mutlaka Kaşık-la'da mantı yemeyi unutmayın. Hala canım çekiyor. Bu çok mühim. Ankara'da olan arkadaşlar için dip not; Nata Vega'da bir şubesi varmış.
Dönene dek yaşadıklarımdan anlatabileceğim diğer güzel şeyler bana, Kayseri'yi görüp orada bu güzel lezzetleri tatmak ve yepyeni bir ille tanışmak isteği sizlere kalsın.
Üç günlük güzel bir deneyimdin Kayseri... Kalbimizde yerin var artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder