30 Mart 2012 Cuma

Büyüdüğüm Günler



"Bizim Büyük Çaresizliğimiz"i sonunda izledim. Ben sevdim film çünkü bolca psikolojik tahlil yapma şansı buldum. Kitabını okumadım, evet. Herkesin peşinde koştuğu, bir anda popüler olan şeyleri eğer o popüler olma anında duymuşsam sevemiyorum. Önceden sevdiğim ve ben severken popüler olan şeylere karşı da bir mesafe koyuyorum hemen. Bu neyden kaynaklanıyor acaba?
Her neyse... Filmden aklımda kalan Nihal'in çocukluk anısını anlatmasıydı. "O gün büyüdüm." tarzı bir laf edince "Ahaa!" dedi beynim. Martın son günlerinde düşünecek bir konu daha.
Benim büyüdüğüm günleri düşündüm. Aklıma da bir iki tanesi geldi.


İlki Kırıkkale'nin Sulakyurt ilçesindeki lojmanlarda yaşarken, binanın önündeki kocaman taşı (O bizim oyun alanımızdı.) kaldırdığımızda binlerce karıncayı görmemdi. Büyük bir hayal kırıklığıydı bu. Ben dört senelik ömrümü o taşın üzerinde geçirmiştim neredeyse. Bir gün kaldırınca onu, onca karınca ile paylaştığımı öğrenmek tuhaf olmuştu! Hey gidi!
Sonrası Amasya'ya gidişim. Amasya'da ilk bağımsız gecem. Aman Allah'ım ne büyük bir acıydı. Sonrasında yaşayacağım bağımsız, özgür ve kendi kararlarımı kendim aldığım günleri düşünüp susmaya çalışıyordum ama boğazımdaki yumru... O yurt geceleri, paha biçilemez değerdeler şimdi. Kutlu olsunlar.
Zihin Engelliler Öğretmenliğini kazandığım günü unutmamalı. Hiç planda olmayan bir bölüm... Şimdi ise ömrümü adamayı planlıyorum.
Annemin üniversite birinci sınıftaki ameliyatı. Operasyondan çıktığı an, asansörden onu odasına götürürken görevliler gözünü açıp yorgun argın ve güçsüzce elini kaldırması bize. O halde bile "İyiyim, üzülmeyin." der gibiydi. Babamla birbirimize baktığımızda gördüğüm o dolu dolu gözler... Büyümüştüm işte yine.
Sonra Polonya'da bir telefon kulübesinden babamları aradığın ilk an. Nasıl da ağlamaya başlamıştım. "Ağlıyorum ama üzüntüden değil baba. Sadece çok şaşkınım. İlk defa bu kadar uzaktan sesinizi duyuyorum." diyordun ağlayarak. Ne tuhaf bir hazdı o. Dünyanın diğer ucundalar ama hayattalar...
28 Nisan 2011 - Perşembe. Şans bazen hiç beklemediğiniz bir anda kapınızı çalar ve her şey bir anda yoluna girer. Bir daha da bozulmaz.
Van depremi... Esra'nın, eşi Süleyman'ın ve çocukları Yiğit'in kaybı... Büyüttü onlar da beni. Hala acıları yüreğimde. Ruhları şad olsun. Mekanları cennet zaten, öyle değil mi?
Büyümüşüm. Büyümüşüz. Hatta birkaç gün sonra yirmi ikimize gireceğiz. Kocaman kadın olacağız. Üniversite mezunu olacağız. Belki araştırma görevlisi olacağız. Belki işsiz. Belki de bir eş. Belki anne... Roller bitmez, büyüyoruz.
Evde tek başıma olduğum için dışardan camı tıklatan yağmur ödümü patlatıyor. Ankara bu gece soğuk. Düşünsenize kimler şimdi kim bilir nerede, ne geçiriyor aklından, ne yapıyor... Ankara yağıyor işte. Bilgisayarımda Doğan Duru'nun sesi, yaşasın Redd. http://fizy.com/#q/redd+dünya
Büyümek güzel, hem de yanınızda doğrular varsa her an.

2 yorum:

  1. büyümek böyle bi şey mi gerçekten :S "ben şunu hissettim" skalanı genişletsen ... naçizane bi rica ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Skala genişletmek" büyümektir bence. Bu bir rica olamayacak kadar zorunlu bir şey, sevgili "adsız" :)

      Sil