Malum. Kaç senedir biliyorsunuz. 13 Nisan doğum günüm.
Bu sene dedim, o kadar para kazanıyorum, paraya para demiyorum, paramı iyi bir şeye harcayayım dedim. Demez olaydım!
Doğum günümü üzerine organize ettim Zenger Paşa Konağı her şeyin ağzına tükürdü.
...
Günü baştan alalım.
Okulda seminer vardı. Aslında yararlı bir seminerdi. Katılmayı da çok istiyordum ama sevdiceğimle yakılacak mangal mı yoksa içeriğinin nasıl olacağından emin olmadığım bir seminer mi? Bu sorgulama beni fazla zorlamadı.
Cumartesi günü dersim olan öğrencilerimin hepsi doğum günümü unuttu. Koskoca grubumda bile bir hatırlayan "tosba" çıkmadı. Her neyse. Furkan'ın dediği gibi: Canımız sağ olsun.
Okuldan çıkıp sevdiceğimle buluştuk. Sonra doğru bizim ev...
Alışverişimizi yapıp babamın yaktığı mangala yetiştik. Harika bir Adana Kebabı keyfi yaptık. Ki babam bu işte ustadır.
Sonra bir güzel semaver çayı içtik ki biricik Değerlim hala bunu konuşuyor.
Sonra hazırlanıp düştük yollara.
...
Zenger Paşa Konağı'na karnımız tok gittiğimiz ve orada sadece bir şeyler içip aperatif bir şeyler atıştırarak doğum günümüzü kutlamak istediğimiz için garson beyefendi bizi aşağıladı. Servis oldukça yavaş ve saygısızcaydı.
Doğum günü pastamı saat sekiz civarında istedik. Dokuz buçuk gibi ancak geldi pastam ve işletme müdürü ile tartışmanın ardından gelmiş olması bütün büyüyü bozdu. Hepimizin suratı beş karışken üflenen mumdan ne hayır gelir? Peki ya tutulan dilekten?
Bir de 124 lira hesap ödedik!
İşletme müdürünün ve garsonların şişe şişe rakılar götürdükleri, kabarık hesaplı masalardaki müşterilerin önlerindeki eğilişleri gördükten sonra yalnızca bir öğretmen olduğumu, bunun gibileri eğitmek için artık çok geç kalındığını, haddimi bilmem gerektiğini ve bir daha böyle bir yerde bir şey kutlanabilir olduğu düşüncesini aklıma getirmemem gerektiğini anladım. Yazık!
Konak konumu, dekorasyonu ile güzeldi. Yemekler ve sunum berbattı. Fasıl dedikleri sarhoş eğlendirici adamlar da...
Fasıl var diye gittiğimiz mekan...
Bu konu burada kapansın.
Gidilmeyecek olan bir yer öneriyorum size. Sakın gitmeyin. İçkale'de Doyran Sokak'ta Zenger Paşa Konağı. Sakın gitmeyin.
...
Oradan çıkıp biricik dostumun evine geçtik. Krokanlı bir Figen Pastanesi pastası yedik, güzel bir dilek tuttuk. Oldu da bitti.
Sonrasında o mabet mutfakta edilen sohbete doyum olur mu?
Doğum günü işte o zaman anlamına erdi.
...
Şaka maka yaş oldu yirmi üç.
Ve Yalın diyor ki "Yıpranmamış hayatlar büyük hüzünler bekler."
Korkuyorum. Yıpranıp yıpranmadığımdan emin değilim.
...
Ve hiç ağlamadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder