13 Temmuz 2013 Cumartesi

Tezer'i Anlama Sanatı


Tezer Özlü'ye dair bu kaçıncı yazım bilmiyorum... Okuduğum ona dair her yazıda, her kitabında içimdeki yazar, şair, gezgin, fotoğrafçı ve yönetmen uyanıyor. Sanattan ibaret kocaman bir beden oluyorum.
Anlama sanatı dedim ama... Hani bazı insanlar vardır ve ağzından çıkan kelimelerin aslında ne demek olduğunu bilirsiniz... Bazı yazarlarla da böyle olur ya hani. İşte o yazar sevgili Tezer. Benim için.
Kardeşimin İstanbul'dan gelişiyle sevgili Tezer'in neredeyse bütün kitaplarına sahip olmuş oldum. Eksik kalan "Kalanlar"ı da okuduktan sonra tamam oldu.
Çocukluğun Soğuk Geceleri ile tanışmamız bence en doğru adımdı. Yaşamın Ucuna Yolculuk ve derken Kalanlar... Şimdi sevgili Tezer en yakın dostum gibi, yakın.
Bilmiyorum yaşasa gider tanışır mıydım, görüşür müydüm... Bilmiyorum o benim onun okuru ya da dostu olmamdan memnun olur muydu...

...
Ne çok üç noktalı bir yazı oldu.
...
Sevgili Tezer'i kendime yakın görmem sevdiği yazarlardan, etkilendiği kitaplardan ileri gelmiyor sadece. Gezdiği kentler, kentlerden aktardıkları, üslubu ve kelimeleri tabi etkili. Bütün bunlara ek olarak ölümü ele alışı onu bana yakınlaştırıyor. Ölümü gizli bir bekleyiş yok mu sizce de o umursamaz ama kaygılı yazılarında? Ölümü avucunun içine alıp ölmüş bir balık gibi onu incelemesi ve bütün bunları yaparken seçtiği kelimeler...

...
İyi ki sevgili Tezer var. İyi ki yazılar yazmış. İyi ki gözlerim hala yerinde ve ben o yazıları okuyabiliyorum. Yazı mı dedim?
Sevgili Tezer'in yazdıklarını sadece "yazı" kelimesi ile anlatmak çok büyük haksızlık olur.  Kaleminden çıkan her bir hece bir bir umuttur ve ağıttır.
Ruhu şad olsun.
Bir şey daha vardı:
Okunacalar listesi:Eski Bahçe, Zaman Dışı Yaşam, Eski Bahçe Eski Sevgi, Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder