Aylar önce bir yazı yazmışım: http://ny12da.blogspot.com/2013/01/nevann-ardndan.html
Bir düzeltme ya da bir şeyler mi ekleme bu yazıdaki derdim bilmiyorum.
...
Bu yazı Ilgın'a mektuptur.
...
Eğer o filmi yapmasaydınız, emek vermeseydiniz ve Ilgın rolünde de Şükrü'yü oynatmasaydınız belki böyle hissetmiyor olabilirdim. Belki de hissederdim seneler sonra. Ya da her neyse.
Sizi artık anlıyorum. Sana sen desem olur mu? Ilgın. Belki de Ilgın Abi. Ya da Ilgın. Ilgın Ilgın! Evet Ilgın.
Ben şimdi, yani filmi izledikten sonra, fark ettim sevdiğini kaybeden bir adam olduğunu. Acını, içinde debelenip durduğun pişmanlık ve her şeyi geriye alma isteğini... Birçok acıyı, duyguyu aynı anda yaşıyorsun hem de hala. Kaç senedir devam eden bir hüzün, elem bu.
Bir de şunu düşündüm filmden sonra eve dönünce. O filmin her sahnesi çekilirken, özellikle sevdiğini kollarına almış bir Ilgın'ı canlandıran oyuncuyu izlerken... Allah'ım, bu nasıl bir acı?! Senin için çok büyük dua ediyorum şimdi.
Birkaç ay önce senden nefret ediyordum. Şimdi büyük bir merhametle sana sarılıyorum. Keşke bir gün oturup bir kahve içsek ve sen kendi duygularından ben de Neva'ya oldukça paralel olan korkularımdan sana bahsetsem. Sonra sen ağlasan. Ben ağlasam. Sonra benim Değerlim gelse. O da katılsa bize. Neva'yı artık üçümüz yaşatıyor olsak.
Ki bilen bilir sevgili Ilgın, insanları yaşatmak o kadar da zor değil benim için, bizim için. Değerlim ile ben ele ele verince unutmuyoruz hiç kimseyi. Bize güvenirsen, ne güzel olur.
Neva'yı düşündüm. İntiharının sebebi sadece sen ve senin baskıların olamaz. Her kadın, kitabın sonunda da bahsettiğin o kaygılarla bunu aklından bir kez olsun geçirmiştir. Çünkü her kadın biraz çaresizdir. Bazılarımız çaktırır, bazılarımız çaktırmaz. Genelleme de yapmak istemiyorum ama biraz öyledir be yahu!
Neva'yı bütün damarlarımla anlıyorum. Beynimdeki bütün nöronlarla onu hissediyorum. Ruhu şad olsun.
Bilmediğin bir dostun var artık sevgili Ilgın. Seni derinden anlayan ve sana içten dualar eden.
...
Mektup bitti.
...
Hani bir önceki yazımda eleştirmişim, yerden yere vurmuşum kitabı falan... Evet onlar hala geçerli. Ancak hissettiğim duygu ters yüz olmuş durumda.
İşte sanırım sinema denen "sanat"ın da etkisi bu. Kitapla hissettiğim bir duyguyu tam tersine çevirip tekrar sundu bana o film. Kaliteli, ödüllük bir film beklemeyin. Benim gözüm filmi izlerken doydu, o ayrı bir dava. Bazı oyunculuklar göz tırmalasa da keyifliydi. Ki bir önceki yazımda bahsettiğim toplumsal bir durumu da aslında gözler önüne seriyor. Olsun, artık ben Ilgın dostumun olduğu her işi severek takip eder ve eleştirimi yapıp sevmeye devam ederim.
Yahu şaka maka bir dostum daha oldu.
...
Ve sanırım bu kadar çok etkilenmemin sebebi Neva ile içsel bir empati kurmuş olmam. Bunun sebebini ve tetikleyici durumları şimdi düşünemiyorum. Üzerine derin bir "kendi kendine terapi" yapmam lazım sanırım. Ancak kurabildiğim bu güçlü empati beni hem Ilgın dostuma hem Neva'ya yakınlaştırıyor.
...
Tabi böyle bir sınavı da Allah kimseye vermesin. Ilgın dostum ne kadar sabırlı ve güçlü ki hala hayatta. Var olsun da. Neva'yı yaşatabildiği her an var olsun.
...
Yazı da bitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder